24 Milyar Kilometre Uzaklıktaki Voyager 1 ile İletişim Kurulamıyor

İkizi Voyager 2 ile birlikte 1977 yılında uzaya fırlatılan Voyager 1, ikizi ile beraber güneş sisteminin derinliklerini araştırmak üzere NASA tarafından geliştirildi. Güneş sisteminin en uzak 4 gezegenini daha yakından incelemek üzere geliştirilen Voyager programının ilk sondası Voyager 1, 5 Mart 1979 yılında Jüpiter’e ulaştı. O döneme kadar çekilmiş en net Jüpiter görsellerini bize ulaştıran Voyager 1, ayrıca Jüpiter ve onun uyduları ile ilgili birçok yeni bilgi edinmemizi de sağladı. Örneğin dünya dışında güneş sistemindeki ilk aktif volkanı Jüpiter’in uydusu Io’da keşfetti.

Ardından Satürn’e doğru yola çıkan sonda, 9 Kasım 1980 günü hedefine vardı. Satürn’ün ve en büyük uydusu olan Titan’ın yakınından geçen sonda, Özellikle Titan’la ilgili birçok yeni keşif yapmıştır. Titan’ın sahip olduğu atmosferle ilgili detaylı bilgileri bize gönderen Voyager 1, ayrıca titanın yüzeyindeki sıvı metan ve etan denizleri hakkında daha fazla bilgi topladı. Bu tarihten sonra Voyager 1, güneş sisteminden uzaklaşmaya ve derin uzaya doğru yola çıkmaya başladı. Güneş sistemi dışına çıkmış ilk insan yapımı nesne olma şerefine de nail olmuştur.

Güneş sisteminden uzaklara doğru

14 Şubat 1990’da 6 milyar kilometre uzaklıkta Voyager 1, kameraları kapatılmadan önce son fotoğraflarını çekti: güneş sisteminin aile portresi. Ünlü astronom ve astrobiyolog Carl Sagan’ın özel isteği ile “küçük mavi nokta” olarak bilinen dünya fotoğrafı da bu portre kapsamında çekildi. Bu kare aynı zamanda dünyanın en uzaktan çekilmiş fotoğrafıdır.  Bu tarihten sonra Voyager 1’in sistemleri güç tasarrufu sağlanması için yavaş yavaş kapatılmaya başlanmıştır.

17 Şubat 1998 tarihinde halefi Pioneer 10’un ulaştığı en uzak noktayı da aşarak uzayda dünyadan en uzak insan yapımı nesne olmuştur.

25 Ağustos 2012 tarihinde ise güneş sisteminden çıkarak derin uzaya giren Voyager 1, derin uzaya giren ilk insan yapımı nesne olmuştur. Bu insanlığın uzay keşfinde çok önemli bir kilometre taşının aşılması anlamına gelmektedir.

Sondanın üzerindeki altın plaklar

Voyager 1 ve 2’de bulunan altın plaklar, gezegenimiz ile ilgili birçok bilgi içeriyor. Sesli içerik olarak 55 dilde mesajlar, hayvan, gök gürültüsü, rüzgâr ve çeşitli doğa seslerinin yanı sıra çeşitli kültürlerden müzikleri barındırmakta. Görüntü olarak ise güneş sisteminin galaksimizdeki yeri, dünyamızın güneş sistemi içerisindeki konumu, DNA, insan ve hayvan anatomisine ek olarak bitkiler ve doğal manzaralar da bulunuyor. Birçok insan kültürüne ait yiyecek, giyim tarzı gibi birçok bilginin de bulunduğu plaklarda birçok görüntü içerisinde zaman, boyut, kütle ve hatta kimyasal bileşik bilgileri de eklenmiştir. Yabancı bir yaşam formunun bulması durumunda onların bizi nasıl bulabileceklerine dair ayrıntılı ve evrensel ölçekte anlaşılabilecek çizimler de vardır.   

Maalesef sonda artık dünyaya bilgi aktaramıyor

12 Aralık 2023 tarihinde NASA tarafından yapılan açıklamada sondanın dünyadan gönderilen verileri alabildiği, ancak dünyaya veri gönderemediği açıklandı. Sorunu çözmeye çalışan mühendisler, 46 yıllık aracın sorun çözülse bile ömrünün sonlarına yaklaştığını belirtiyor. Yani birkaç yıl içinde bu öncü sonda, milyarlarca kilometre uzaklıkta yapayalnız kalacak.

Böylece bugüne kadar devam eden yolculuğu boyunca Voyager 1, insanlığın uzayı keşfinde adeta bir öncü olmuş, ilkleri başarmıştır. Kuşkusuz bundan binlerce yıl sonra bile uzay yolculuğumuzun sembollerinden biri olmaya devam edecektir. Belki bir gün insanlık ona ulaşmayı başarır, ancak o zamana kadar yalnız başına insanlığın görkeminin bir sembolü olarak uzayda sessizce dolaşmaya devam edecektir.