Bilim insanları İliç'te siyanür kontaminasyonu incelemesi yaptı
ERZİNCAN Binali Yıldırım Üniversitesi'nden 3 bilim insanının yer aldığı heyet, Erzincan'ın İliç ilçesinde 9 işçinin, kayan toprağın altında kaldığı altın madeni sahasında incelemelerde bulundu.
ERZİNCAN Binali Yıldırım Üniversitesi'nden 3 bilim insanının yer aldığı heyet, Erzincan'ın İliç ilçesinde 9 işçinin, kayan toprağın altında kaldığı altın madeni sahasında incelemelerde bulundu. Heyetten Doç. Dr. Kemal Volkan, baraj sularına siyanür karışıp karışmadığıyla ilgili bir soruya, 'Şu ana kadar net söyleyebileceğim şu; biz bilim insanları verilerle konuşmakla mükellefiz. Elimizde o bölgelerden alınmış su örnekleri var. Bu örneklerin siyanür sonuçları belli. Barajda, siyanür cihazının ölçebileceği düzeyde bile değil. Şu anki standart ölçüm metodumuzla barajdaki seviyeyi ölçemiyoruz bile. Şu an barajda herhangi bir siyanür kontaminasyonu (bulaşı) yok. Net olarak' dedi.
Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı aralık ayından beri altın üretimi yaptığı Çöpler Maden Sahası'nda çıkarılıp istiflenen toprak, 13 Şubat saat 14.28'de kaydı. Yaklaşık 10 milyon metreküp toprak, 200 metrelik yamaçtan hızla aşağı doğru aktı. 9 işçi, geniş bir alana yayılan toprağın altında kaldı. İhbar üzerine bölgeye Erzincan Jandarma, AFAD ve sağlık ekipleri yönlendirildi. Olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen 4 savcı tarafından sürdürülen soruşturmada 11 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 8'i 'taksirle ölüm ve yaralanmaya neden olmak' suçundan tutuklanırken, şirketin yönetim kurulu başkanı C.D. ile A.R.K. ve M.T.A. ise adli kontrol ve yurt dışı yasağı ile serbest bırakıldı.
Bugün Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çağrı Çırak, İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidroloji Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Yıldırım Dalkılıç ve Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Kemal Volkan Özdokur, sahada inceleme yaptı. Bilim insanları, incelemenin ardından basın açıklaması yaptı.
İNANILMAZ BİR İŞ ÇIKARILMIŞ
Bölgeyi gösteren harita üzerinde su ve çevre ile ilgili açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Hüseyin Yıldırım Dalkılıç, 'Burada öncelikle 2 adet gözlem kuyumuz var. Kuyusu açılmış ve bunları yerinde gördük, tespit ettik. Bu kuyular sayesinde, su ve toprak kalitesi ölçümleri yapılıyor. 'Olası bir risk var mıdır?', 'Birtakım değerlerde ani yükselişler söz konusu mudur?', 'Bunlar risk oluşturmakta mıdır?' gibi bunlarla ilgili tüm analizler sürekli olarak takip ediliyor. Devlet Su İşleri (DSİ) ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gerçekten inanılmaz bir iş çıkarmış. Geçici depolama tesisiyle ilgili önemli bir aşama kaydedilmiş. Zaten denetim ve kontrol hizmetleri tamamen DSİ tarafından yürütülmekte. Bu geçici depolama tesisi inşa ettikten sonra dolgusu tamamlanmış, onu da yerinde gördük. Enjeksiyon faaliyetlerinin halen devam ettiğini yerinde tespit ettik. Bu heyelan eden liçin topuğuna dolgu seddesi inşa edilmiş. Sabırlı Deresi var çok konuşulan. Bu Sabırlı Deresi'nden liçin hemen üstünde 5 adet pompayla kapasitesi 120 litre saniyeye ulaşan pompalarla su, atık havuzlarına alınmakta. Amaç derenin suyunun liç bölgesiyle temas etmemesi. Heyelan önüne kaya dolgu seddi olarak yapılmış. Bu set heyelanın dereye doğru ilerlememesi için alınan tedbirlerden bir tanesi. Asıl planlanan ise liç bölgesinden hemen önce suyu çevirerek derenin akış yönünü değiştirerek heyelan bölgesiyle temas etmeden direkt olarak Karasu'ya ulaşmasını sağlamak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın İzin Denetim Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kimyasal ölçümleri de gördük, test ettik. Tüm çalışmaları raporlayacağız ve takip edeceğiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi olarak izlemeleri yapmaya devam edeceğiz. Elimizden gelen katkıyı sunmaya çalışacağız' diye konuştu.
17 NOKTADAN NUMUNELER TOPLANMAKTA
DSİ'nin aldığı önlemler ve bu önlemler bazında kirlenmenin olabileceği noktalardaki sonuçları değerlendirdiklerini belirten Doç. Dr. Kemal Volkan Özdokur da 'İlk aşamada 9 noktada kontrol yapılmasına rağmen gerekli bilimsel çalışmaların ardından buraya gelen başka üniversitelerden heyetlerin belirlediği, öngördüğü noktalar dahil edilerek 17 noktadan yer altı ve yer üstü sularından numuneler toplanmakta. Halihazırda madenin kullanmakta olduğu havadaki hidrojen siyanür miktarını ölçen sistemlerden de veri akışı sürekli takip edilmekte. Yer altı ve yer üstü toprak örneklerinden yapılan hidrojen siyanür, siyanür analizi, toplam siyanür, serbest siyanür, her biri hem burada yapılmakta hem de bakanlığımızın referans laboratuvarında bu analiz sonucu doğrulanmakta. Ayrıca özel iki laboratuvar tarafından da test edilerek kayda alınmaktadır. Tüm kamuoyunun buradan elde edilen sonuçlara gönül rahatlığıyla inanması gerektiğini konunun uzmanı olarak vurgulamak istiyorum' dedi.
SIZINTI VE KİRLİLİK TESBİT ETMEDİK
Olayın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bugüne kadar Avrupa Çevre Koruma Ajansı'nın belirlediği maksimum limite yaklaşan sızıntı, kirlilik tespit etmediklerini ifade eden Doç. Dr. Özdokur, 'Elde ettiğimiz sonuçlar herhangi bir sızıntının varlığını bize göstermemekte. Bağıştaş Barajı'ndaki örnekleme kuyularından alınan örneklerde siyanür cihazının ölçebileceği seviyenin altında görülmektedir. Herhangi bir siyanür kalıntısı ölçülmemiştir. Şu ana kadar elde ettiğimiz veriler, bölgede siyanürle ilgili kalıntının şu an halihazırda olmadığını göstermektedir. Madenin kendi ölçüm sistemlerinden havadaki siyanür de takip edilmektedir. Burada da herhangi bir şekilde Avrupa Çevre Koruma Ajansı'nın limitlerinin üstünde bir değer elde edilmemiştir' diye konuştu.
Doç. Dr. Özdokur, baraj sularına siyanür karışıp karışmadığıyla ilgili bir soruya da 'Şu ana kadar net söyleyebileceğim şu; biz bilim insanları verilerle konuşmakla mükellefiz. Elimizde o bölgelerden alınmış su örnekleri var. Bu örneklerin siyanür sonuçları belli. Barajda, siyanür cihazının ölçebileceği düzeyde bile değil. Şu anki standart ölçüm metodumuzla barajdaki seviyeyi ölçemiyoruz bile. Şu an barajda herhangi bir siyanür kontaminasyonu yok. Net olarak' cevabını verdi.