Bu Uyarı Ezberleri Bozacak Baharatlı Limonlu Karışımlar Hastalığı Artırıyor

Havaların soğumasıyla başta grip salgını olmak üzere soğuk algınlığına bağlı rahatsızlıkların görülme sıklığında artış yaşanıyor. Birçok ilde yoğun bakım ünitelerindeki doluluk oranı yüzde 100'e ulaşırken, uzmanlar yıllardır uygulanan bazı uygulamaların hastalığı iyileştirmek yerine daha da artırabileceği uyarısında bulunuyor.

Grip ve soğuk algınlığından korunmak için milyonlarca insanın yıllardır tükettiği sıcak içeçeklere karşı uzmanlar uyarıyor.
Özellikle soğuk algınlığı nedeniyle tüketilen sıcak içeçeklerin boğazdaki dokuya zarar vererek hastalığı daha da derinleştirebileceğine dikkat çekiliyor.

Prof. Dr. Sarhan Sakarya uyarıda bulundu

Son dönemde solunum yolları enfeksiyonlarında büyük bir artış yaşanırken, birden fazla virüs aynı kişide peş peşe görülebiliyor. Prof. Dr. Sarhan Sakarya, grip (influenza), Covid-19 ve RSV enfeksiyonlarının art arda yaşandığını belirterek, “Soğuk algınlığına karşı sıcak içecekler tüketmek veya baharatlı limonlu karışımlar yapıp içmek, boğazdaki dokuya zarar vererek hastalığı daha da derinleştirebilir” uyarısında bulundu.

Son dönemde sağlık kurumlarına; ateş, boğaz ağrısı, yanma, öksürük ve halsizlik şikayetleriyle başvuran çocuk ve erişkin hastaların sayısında büyük bir artış yaşanıyor. Medicana International İzmir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sarhan Sakarya, bu hastalıkların ortak özelliğinin, boğazdaki ağrı ve öksürüğün uzun sürmesi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Sakarya, farklı virüsler uç uca eklendiği için enfeksiyonların uzun sürdüğünü, yutak bölgesinin tahriş olarak uzun süreli gıcık şeklinde öksürüğe neden olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Sakarya, kulaktan dolma tedavi yöntemlerinin sorunları derinleştirdiğine vurgu yaparak, şu bilgileri verdi:
“Soğuk algınlığına karşı sıcak içecekler kullanmak veya baharatlı limonlu birtakım karışımlar yaparak içmek, boğazdaki dokuya zarar vererek hastalığı daha da derinleştirebilir. Bu durumda yapılacak en önemli şey, bir hekim tarafından öncelikle hastalığın ne olduğunun belirlenmesidir. Eğer herhangi bir antiviral veya antibakteriyel ilaç kullanmak gerekmiyorsa, semptomatik yani şikayetleri giderecek bir tedaviyle hastanın iyileşmesi sağlanmalı.”


“Selamlaşırken öpüşme alışkanlığından vazgeçilmeli”

Yaşanan salgınlarla birlikte antibiyotik kullanımının da arttığına değinen Prof. Dr. Sakarya, viral enfeksiyonlarda antibiyotiğin herhangi bir etkisi olmadığını, gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmak gerektiğini kaydetti. Sakarya, “Enfeksiyonlara karşı korunmak, bu dönemde daha da önem kazandı. Kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durmak, virüs yüklerini azaltabilir. Maske takma ve el yıkama gibi hijyenik kurallara uyulmalı. Bol sıvı alınması, düzenli beslenmeye özen gösterilmesi, yeterli miktarda taze ve doğal sebze-meyve tüketilmesi, açık ve temiz havada yürüyüş yapılması, ev ve iş yerlerinin sürekli havalandırılması, selamlaşırken öpüşme alışkanlığından vazgeçilmesi de alınması gereken koruyucu önemler arasında. Hasta kişilerin, öksürme sırasında ağızlarını elleriyle kapatması ve maske kullanması çok önemli.”

Bakmadan Geçme