Eskişehir'de 5 Kişiyi Bıçaklayan Arda Küçükyetim'e Mizantropi Tanısı Kondu! Mizantropi Nedir?

Eskişehir'de beş kişiyi bıçaklayan Arda Küçükyetim'e 'mizantropi' tanısı kondu. Kamuoyunda Mizantropi nedir? Nasıl tedavi edilir? Sorularının cevabı merak konusu oldu.

Oynadığı PUBG oyununun etkisinde kalarak oyun karakteri gibi kask, gözlük ve hücum yeleği kullanan, yüzünü ise maskeyle gizleyen 18 yaşındaki Arda Küçükyetim, Tepebaşı Camii avlusundaki çay ocağında oturan vatandaşlara bıçakla saldırmış ve 5 kişiyi yaralamıştı.

Olayın ardından gözaltına alınarak tutuklanan Küçükyetim'e Mizantropi teşhisi konuldu.

Kamuoyunda mizantropi nedir, nasıl tedavi edilir? Sorularının cevabı merak konusu oldu.

MİZANTROPİ NEDİR?

Mizantropi kavramı insanlardan nefret etmek, insanları sevmemek ve onlara güvenmemek anlamına gelen bir durumdur. Bu kelimenin kökeni Fransızcadır. Türkçede insanlardan nefret eden kimse anlamına gelmektedir.

Mizantropi yaşayan kişi insanlara karşı negatif duygu ve davranışlara sahip olmasından ötürü etrafındakilerden uzak durur ve yalnız kalma isteği duyar. İnsanlarla iletişime girmemek için her türlü yolu dener. Negatif duygu ve düşüncelere sahip olduğundan dolayı mesafeli tutum sergiler ve asosyal birey haline gelir. Kalabalık ortamlara girmek istemez, adeta kaçarcasına uzaklaşır. İş yaşamında da sosyal olmayan, insanlarla az iletişim kurabilecekleri meslekleri tercih eder. Bu belirtilerin bir kısmı sadece mizantropi yaşayan kişilerde değil, psikolojik rahatsızlığı olan birçok bireyde görülebilir.

MİZANTROPİ HASTALIK MIDIR?

Mizantropi kavramı tek başına bir hastalık değildir. Bu nedenle, bazı kişilik bozuklukları mizantropik belirtiler gösterebilir ve tedavisinde kişilik bozukluklarıyla birlikte değerlendirme yapılır.

Özellikle çocukluk döneminde psikososyal ve psikoseksüel gelişim evrelerinde meydana gelen bazı psikolojik etkilerin kişi üzerinde bıraktığı bozukluklardan biri olarak ortaya çıkar. Tamamlanamayan ve problemli bir geçiş süreci yaşanan gelişim evrelerinde meydana gelen psikolojik etkiler, kişilik gelişiminde bazı problemlere yol açar. Çocukluk döneminde özellikle 0-6 yaş arasında yeterince ebeveyn sevgisi görememiş çocuklarda, yani aile sıcaklığını yeterince alamamış kişilerde bazı duygu gelişimi yüzeyde kalmıştır. Bunun sonucunda, yeterince giderilemeyen duygular ergenlik döneminden başlayarak yetişkinlik döneminde de süregelen birtakım psikolojik rahatsızlıklara yol açar. Kıskançlık, nefret ,empatiden yoksunluk, kimsenin duygularını umursamama ya da kendini üstün görme gibi belirtilerle ortaya çıkar. Mizantropi yaşayan kişiler depresyon, kaygı ,yalnızlık ve asosyal yaşam sorunları da yaşamaktadır. “İnsanları sevmiyorum çünkü hayvanları seviyorum”, ”Sadece hayvanları seviyorum, çünkü insanları sevmiyorum” gibi cümleler mizantropi yaşayan kişilerden sık duyulan cümlelerdir. Asıl sorunları insanlara güvenemedikleri için insanları sevememeleridir.

MİZANTROPİYE YOL AÇAN NEDENLER NEDİR?

Travma: Özellikle çocukluk dönemi travmaları yetişkinlik döneminde bazı ruhsal hastalıklara yol açabiliyor. Duygusal gelişim açısından çocukluk çağı büyük önem taşır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki çocukluk döneminde yaşanılan olumsuz deneyimlerin fazlalığı yaşamının ileriki yıllarındaki psikolojik problem riskini de beraberinde getirmektedir. Yaşanılan travma sonucunda kişi insanlardan uzak durmaya, onlara güvenmemeye ve insanlardan nefret etmeye yönelik negatif belirtiler gösterir.

Çocukluk Döneminde Değersizleştirilme: Değersizlik hissi yaşayan kişiler kendini beğenmeme ve suçlama eğilimindedirler. Aynı zamanda hayata karşı güvensizlik, negatif düşünceler, özgüven eksikliği, sevgisizlik ve yetersizlik duyguları yoğundur. Bu nedenle insanlardan uzak durma eğilimi, onları sevmemek, güvenmemek ve insanlara karşı negatif duygular gelişmektedir.
Çocukluk Döneminde Küçük Düşürülme: Çocukluk döneminde küçük düşürülmek bir çocuğun duygusal ve sosyal gelişiminde negatif etkilere yol açar. Özellikle sosyalleşmenin gerçekleşebilmesi için duygular en temel rolü üstlenir yani yaşama uyum sağlayabilmemizde bize rehber olur. Gelişim döneminde bu tip negatif duygular deneyimlemek bireyin yetişkinlikte asosyal bir yaşama sahip olmasına ya da insanlarla iletişim konusunda kendisini yetersiz hissetmesine yol açar. Mizantrop kişiler insanlardan uzak kalmayı tercih ederek asosyal bir yaşam biçimini benimser.
Yaşanılan Olumsuz Olaylar: İnsan psikososyal bir bütündür. İçinde yaşadığı toplumdan, çevresel faktörlerden ve toplumsal olaylardan bağımsız düşünülemez. Bu gibi olaylar dolaylı ya da dolaysız bir şekilde insan psikolojisini olumsuz etkiler.

Çocukluk Döneminde Yetersiz Duygu Kazanımı: 0-6 yaş döneminde duygu düzenleme becerisi gelişmeye başlar. Bu becerinin gelişmesinde anne ve babanın rolü büyüktür. Duygusal denge oluşturulabilmesi için herhangi bir uyaran karşısında verilen tepkilerin uygun bir şekilde kontrol edilmesi gerekir. Bebeklik döneminde çocuğun içindeki gerilimi düzenleyebilmesi yani duygu durumunu dengeleyebilmesi anne-baba ve çevre desteğiyle, ihtiyaçlarının giderilmesiyle oluşmaktadır. Çocuk kendini ifade etmeye başladığı dönemde yani dil gelişimi oluştuktan sonra duyguları hakkında konuşabilmesi, yerinde ifade edebilmesi konusunda cesaretlendirmek ve yargılamadan dinlemek çok önemlidir. Çocukluk döneminde duygu kazanımında ve duyguların ifade edilmesinde yeterince destek alamamış yetişkinler insanlara karşı negatif duygu ve tutum içerisinde olmaya eğilimlidir.

Psikolojik rahatsızlıkların birçoğunda mizantropi belirtileri görülür. Mizantropi bulguları tek başına bir hastalık değildir. Çocukluk döneminde yeterince sevgi alamamak, değersizleştirilmek, küçük düşürülmek, travmaya maruz kalmak ve yaşanılan olumsuz olaylar mizantropiye zemin hazırlar. Mizantropik belirtileri olan kişilerin psikolojik destek alması gerekir. İnsanlardan nefret etmesine neden olan yaşantılar psikoterapiyle ele alınarak beraberce anlamlandırılır, yeniden düzenlenir ve mizantropi sorunlarının çözümlenmesi sağlanır.

Bakmadan Geçme