Gönül Dağı Mağarada Mahsur Kalan Üç Adamın Hikayesi

Gönül Dağı Mağarada Mahsur Kalan Üç Adamın Hikayesi... TRT 1'in sevilerek izlenen dizisi Gönül Dağı yeni bölümü ile 20 Ocak'ta ekranlara geldi. 123.bölümü yayınlanan Gönül Dağın'da Taner, Ramazan ve Veysel Gönül Dağı'ndan yuvarlanan kayalarla mahsur kaldı. 3 amcaoğlunun bu anı mağarada mahsur kalan 3 adamın hikayesini hatırlattı.

Mağarada sıkışan üç salih arkadaşın hikayesi...

İsrîloğulları arasında slih insanlar da vardı. Nitekim bir hadîs-i şerîfte Rasûlullh -sallllhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bunların üçünden şöyle bahsetmektedir:

'Sizden evvel geçenlerden üç kişi yola çıktılar. Geceyi geçirmek için bir mağaraya girdiler. Derken dağdan bir taş yuvarlandı ve mağaranın ağzını kapattı.

Bunun üzerine şöyle dediler:

'–İyi amellerimizle du etmekten başka bizi buradan hiçbir şey kurtaramaz!'

İçlerinden birisi şöyle du etti:

'–Allh'ım! Benim çok ihtiyar annem ve babam vardı. Onlardan evvel ne çocuklarıma ne de hayvanlara bir şey içirmezdim. Günün birinde odun toplamak için uzaklara gitmiştim. Onlar uyuyuncaya kadar dönemedim. Akşam yemeklerini hazırladım; fakat onları uyumuş buldum. Onları uyandırmayı ve onlardan evvel ilece süt içmeyi hoş görmedim. Çanak elimde olduğu hlde onların uyanmalarını bekledim. Nihyet gün ağarmaya başladı. Çocuklar ayaklarımın altında açlıktan ağlıyorlardı. Derken, annem ve babam uyandılar ve sütlerini içtiler.

Allh'ım! Eğer bu işi Sen'in rızn için yapmışsam, bu taştan çektiğimiz belyı bizden uzaklaştır!'

Bunun üzerine taş bir parça açıldı, lkin çıkılacak gibi değildi.

İkincisi şöyle yalvardı:

'–İlhî! Amcamın bir kızı vardı ki, onu herkesten ziyde seviyordum. (Bir rivyete göre: Bir erkek, bir kadını ne kadar sevebilirse, ben de o kadar seviyordum.) Onunla beraber olmak istedim. Lkin teklîfimi kabûl etmedi. Birkaç sene sonra bir kıtlığa uğrayınca bana başvurdu. Kendisini bana teslîm etmesi şartıyla ona yüz dirhem vereceğimi söyledim. (Çresiz) kabûl etti. Bu sûrette fırsat elverince, (kendisine el uzatacağım sırada o):

«–Allh'tan kork da haksız olarak mührümü bozma!» dedi.

Ben de (Allh'tan korkarak) bu çok sevdiğim kadından (o bana teslîm olmak zorunda kaldığı hlde) uzaklaştım. Verdiğim paraları da ona hibe ettim.

Allh'ım! Eğer bu işi sırf Sen'in rıznı kazanmak için yapmış isem, içinde bulunduğumuz belyı üzerimizden gider!'

Mağaranın kapısı bir parça daha açıldı, (ancak) yine çıkılabilecek derecede değildi.

Üçüncü şahıs da şöyle du etti:

'–Allh'ım! Ücretle birkaç amele tuttum ve ücretlerini verdim. Lkin biri ücretini almadan bıraktı gitti. Onun ücretini ürettim. Onun hesbına mal çoğaldı. Bir müddet sonra o adam yanıma gelerek:

«–Ücretimi ver!» dedi.

Ben de:

«–Şu gördüğün deve, öküz, koyun vs. senin ücretinden üremiştir, al hepsini götür!» dedim.

O da:

«–Ey Allh'ın kulu! Benimle alay etme!» dedi.

«–Seninle alay etmiyorum, hakîkati söylüyorum.» dedim.

Bunun üzerine malları aldı ve hepsini sürüp götürdü. Hiçbir şey bırakmadı.

İlhî! Eğer bunu Sen'in rızn için yapmışsam, içinde bulunduğumuz belyı üzerimizden defet!'

(Nihyet) taş, mağaranın ağzından kaydı, onlar da mağaradan çıkarak yollarına devm ettiler. (Buhrî, Büyû, 98; İcre, 12; Müslim, Zikir, 100)

Bu hadîs-i şerîf, tasavvuftaki amelle tevessüle bir delîldir. Diğer yönüyle de, Allh rızsını haytında ön planda tutan kimselerin ilhî lutfa mazhar olacaklarına dir en briz bir misldir.

Bunun içindir ki, kulun kendi istek ve arzularına uymayıp Cenb-ı Hakk'ın emir ve yasaklarına, yni yaratıcısının rızsına tbî ve O'na teslîm olması gerekir. Çünkü rız ve teslîmiyet, kulun Rabbine olan muhabbetinin nihî meyvesidir.

Nitekim Hak yolunda insanın varabileceği en yüce makam, Allh Tel'nın kulundan rzı olmasıdır ki, bu da, kulun Allh'tan rzı olmasının bir mükftıdır.

İşte bu hl, yet-i kerîmede:

'Allh onlardan rzıdır, onlar da Allh'tan rzıdır…' (el-Beyyine, 8) diye ifde buyrulan slihlerin hlidir.

Bakmadan Geçme