İsrail'in Zulmüne Tüm Dünya Tepki Verirken Türk Ünlüler Neden Sessiz?

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 35 binden fazla masum sivili öldürmesi, 1 milyondan fazla insanı göçe zorlaması ve insani yardımların dahi girişine izin vermemesi tüm dünyada özellikle ünlü isimler tarafından tepkiyle karşılanırken Türkiye'de beklenen desteği göremedi.

Spordan sanata, eğitimden kültüre kadar dünyadaki bir çok ünlü, kurum ve kuruluş İsrail'in Filistin'de yaklaşık 8 aydır yürüttüğü katliama seslerini yükseltirken Türkiye'de özellikle sanat camiasındaki bir çok ünlünün yaşananlara karşı sessiz kalması kamuoyunun dikkatini çekiyor.

Yakın zamanda gerçekleştirilen dünyanın en elit organizasyonlarından birisi olarak kabul edilen Eurovision Şarkı Yarışmasında israil aleyhine yürütülen tepkiler gözler önündeyken, birçok futbol kulübü ve ünlü futbolcuların İsrail aleyhine açıklamaları, eylemleri hafızalara kazınmışken Türkiye'deki benzer pozisyondaki kişilerin zulme karşı sessiz kalması hayranlarını da üzüyor.

Türkiye'deki ünlüler İsrail'in zulmüne sessiz kalmakla yetinmeyip tam aksine İsrail'in katliamlarını alenen desteklemese de olumsuz bir ifade kullanmamayı tercih ediyor.
Son olarak ünlü yazar Azra Kohen ve oyuncu ve şarkıcı Defne Samyeli'nin Filistine yönelik açıklamaları kamuoyunun tepkisiyle karşılandı.

Azra Kohen, yaptığı skandal açıklamada Filistinli anneleri daha fazla paylaşım yapılabilmesi için çocuklarını İsrail'in attığı bombaların altına götürdüğünü iddia ederken Defne Samyeli de İsrail zulmüne yönelik; "Bu sorunun da, buna verilen cevapların da tribünlere oynamak olduğunu düşünüyorum" şeklinde talihsiz bir açıklama yaptı.
Azra Kohen de Defne Samyeli de kamuoyunda çok büyük tepkiyle karşılandı.

TÜRKİYE'DE FİLİSTİN'E DESTEK VEREN ÜNLÜLERİN SAYISI ÇOK AZ

Türkiye'de de zulmün başladığı günden bugüne İsrail soykırımına karşı çıkan ve Filistin'e destek veren ünlü isimler takdir topluyor. Ancak bu ünlülerin sayısı birçok Avrupa ülkesiyle kıyaslandığında çok geride kalıyor.

Türkiye'de Yıldız Tilbe, Haluk Levent, Afra Saraçoğlu, Murat Kekilli, Aras Bulut İğnemli, Mesut Özil, Arda Turan, Doğu Demirkol, Sinan Akçıl, Deniz Uğur Gülener, Bergüzar Korel gibi isimler Filistin'e destek veren ünlüler arasında yer alıyor.

DEFNE SAMYELİ YAHUDİ Mİ?

İsrail'in Filistinler'i öldürmesinin sorulması üzerine yaptığı açıklama ile tepkiler neden olan Defne Samyeli Yahudi mi sorusu güdeme geldi.

Defne Samyeli, 17 Mart 1972 tarihinde İstanbul'da doğmuştur. Aslen Malatyalı bir ailenin kızı olan Samyeli'nin babası Haluk Samyeli amiral, annesi Sendegül Samyeli ise ev hanımıdır. Ancak, Samyeli 13 yaşındayken babasını kaybetmiştir. Eğitim hayatına gelince, ilk olarak İstanbul'da ilkokulu tamamlamıştır. Defne Samyeli'nin Türk bir ailenin çocuğu olduğu biliniyor.

TÜRK YAHUDİLERİNİN KISACA TARİHİ

Anadolu yarımadasında, Yahudilerin ne zamandan beri yaşadıklarına dair kesin bir bilgi yoktur. Ancyr (Ankara), Sardis (Sart), Hypaepe (Ödemiş), Aphrodisias (Karacasu-Aydın), Korykos (Fethiye), Laodiceia (Pamukkale), Myndos (Gümüşlü Liman), Plateia (Milet), Andriake (Antalya) gibi eski kent kazılarında bulunan arkeolojik kalıntılardan yörede M.Ö. IV. yüzyıldan itibaren yaşayan Yahudilerin bulunduğu saptanabilmektedir.

Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma-Bizans dönemlerinde bu coğrafyada yaşayan Yahudiler Romaniot olarak anılır.

Osmanlı'da Yahudiler
Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiğinde Bizans Yahudileri (Romaniot'lar) kendisini bir kurtarıcı olarak karşılarlar. Bizans'ın son Hahambaşısı Moşe Kapsali Türk İstanbul'un ilk Hahambaşısı olur. Fatih, diğer taraftan, Anadolu Yahudi Cemaatlerine gönderdiği davet mektubunda özetle şöyle seslenir: “Osmanlı Padişahı Mehmet der ki: Tanrı bana birçok ülke bahşetti ve hizmetkarı Hazreti İbrahim ile Yakup'un sülalesine sahip çıkmamı, kendilerine yiyecek vermemi ve onları himayeme almamı bana emretti. Aranızdan kim, Tanrı'nın yardımıyla İstanbul'a, başkente gelip yerleşmeyi, incirin ve bağın gölgesinde huzur içinde yaşamayı, serbest ticaret yapıp mal mülk sahibi olmayı arzular?”

Birçok Yahudi ailesi bu davet ile yeni başkente yerleşir. Fatih bir fermanla Yahudilere din ve vicdan özgürlüklerini vaat ederek mevcut sinagogları tamir edebileceklerini, yeni ibadethaneler inşa etmek yasak olmakla beraber evlerinin sinagog olarak kullanılabileceğini ilan eder.

Aşkenaz Yahudilerinin Osmanlı İmparatorluğu'nda toplu olarak görülmesi 14. yüzyılın ikinci yarısından sonra başladı. 1376 yılında Macaristan'dan, 1394 yılında Fransa'dan gönderilen Aşkenazların bir kısmı Sultan II. Murat döneminde Osmanlı ülkesine sığındılar. Edirne Hahambaşısı İsak Sarfati'nin Almanya'daki muhtelif Yahudi cemaatlerine gönderdiği 1454 tarihli ünlü mektubunu takiben birçok Orta Avrupa Yahudi Cemaati Osmanlı İmparatorluğu'nun Rumeli ve Balkanlar'daki değişik yörelerine gelip yerleşti. Farklı geleneklere ve giysilere sahip olan Aşkenazlar, İbrani - Arami vesair sözcüklerle bezenmiş bir Almanca diyalekt olan Yidiş lisanında konuşuyorlardı.

İspanya'dan Göç
1492'de, İspanya'dan gelen büyük göç ile Osmanlı'daki Yahudi nüfusu genişler. İspanya'dan gelen Yahudilere İbranice'de ‘İspanya' anlamına gelen ‘Sefarad' denir.

O yıllarda İstanbul, İzmir ve Selanik gibi Osmanlı kentleri Sefarad Yahudiliğinin kültür odağı haline gelir. Dericilik, bakırcılık, tekstil-dokuma ve boyama gibi alanlarda uzmanlaşmış Yahudi zanaat sahipleri Osmanlı'da da yine bu alanlarda çalışır. İspanya'da daha önce devlet hizmetlerinde bulunmuş olanlar ise saray hizmetinde, özellikle dışişleri ve maliye alanlarında önemli görevler üstlenir; hatta sarayda hekimlerin birçoğu da Yahudi'dir.

Bugün Türkiye'de yaşayan Türk Yahudilerinin sayısı yaklaşık 17.000 kadardır. Türk Yahudilerinin ana dili Türkçe'dir. Günümüzde genç nesillerin çok bilmemesiyle beraber, Ladino veya Judeo-Espanyol (Yahudi İspanyolcası) dili de konuşulur.

Bakmadan Geçme