Kırım Tatar Sürgünü Nedir? Onbinlerce İnsanın Ölümüne Sebep Olmuştu!

Kırım Tatar Sürgünü 18-20 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatarlarının yaklaşık bin kilometre uzaklıktaki Özbek SSB'ye sığır trenleri ile sürülmesi olayıdır. Peki ne kadar insan sürüldü? Olayın ele başları kimdi? Detaylar haberimizde.

ACI OLAY: KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ

Kırım Tatar Sürgünü (Qırımtatar Halqınıñ Sürgünligi veya Sürgünlik) yada Kırım Tatar Soykırımı, Sovyet hükûmeti tarafından yürütülen ve Josef Stalin adına hareket eden NKVD Başkanı Lavrenti Beriya tarafından planlanan 18-20 Mayıs 1944'te en az 191.044 (bazı kaynaklara göre 423,100) Kırım Tatarının etnik temizliği ve kültürel soykırımıdır.

Üç gün içinde NKVD, çoğunlukla kadınları, çocukları, yaşlıları, hatta ve hatta komünistleri ve Kızıl Ordu üyelerini, bin kilometre uzaktaki Özbek SSC'ye sınır dışı etmek amacıyla sığır trenleri kullandı. Kırım Tatarları, Stalin'in Sovyetler Birliği'ndeki nüfus transferi politikası tarafından kapsanan birkaç etnik gruptan biriydi.

SÜRGÜN NASIL GERÇEKLEŞTİ?

1941, 1942 ve özellikle 1944 yıllarında SSCB yönetiminin planıyla "Nazilere yardım etmeleri nedeniyle" Almanlar, Ermeniler, Bulgarlar, Yunanlar, İtalyanlar, Macarlar ve Rumenler gibi Kırım Tatarları da Kırım'dan sürgün edildiler.

Sürgünün büyük kısmı, 18 Mayıs 1944 tarihinde tüm Kırımlı yerleşim alanlarında başladı. Eyleme 32.000'den fazla NKVD birliği dahil oldu. Toplamda 193.865 Kırım Tatarı sürgün edildi. 151.136 kişi Özbekistan SSC'ye, 8.597 Mari ÖSSC'ye, 4.286 Kazakistan SSC'ye, geri kalan 29,846 kişi ise Rusya SFSC'nin çeşitli oblastlarına sürgün edildiler.

Mayıstan 10 Kasım'a kadar olan süreç içerisinde Özbekistan'a sürülen Kırım Tatarlarından 10.105 kişi maalesef açlıktan öldü. NKVD verilere göre yaklaşık 30.000 (% 20) kişi, bir buçuk yıl içerisinde sürgünde öldü. Kırım Tatar aktivistlerin verilerine göre ise nüfusun yaklaşık %46'sı bu süre içinde hayatını kaybetti. Sürgün boyunca toplam nüfusun yaklaşık %45'i açlık, susuzluk ve hastalık nedeniyle ölmüştür. Sovyet muhaliflerinin bilgilerine göre, pek çok Kırım Tatarı, Sovyetler Gulag sistemi tarafından yapılan büyük boyutlu projeler için işçi olarak çalıştırılmıştır.

SÜRGÜN DEĞİL SOYKIRIM?

Kırım Tatar aktivistler sürgünün soykırım olarak tanınması için çağrıda bulunmakta olup Glasnost ve Perestroyka politikalarının sonuçlarından biri olarak 15 Kasım 1989'da SSCB Yüksek Sovyeti, Kırım Tatarları ile diğer halkların sürgününü kınadı, "yasa dışı ve cinai" olarak kabul etti. 1990 yılından itibaren Kırım Tatarlarının Kırım Yarımadasına dönüşleri kısmen de olsa başladı.

MUHABİR

Bakmadan Geçme