Özgür Özel'den Ayağa Kalkma Tartışmalarına Çok Sert Tepki! Kaybediyorsam Ben Kaybediyorum

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Meclis'te Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ayakta karşılamalarına ilişkin, 'Ayakta alkışladık da ne oldu? Kaybediyorsam da ben kaybediyorum.' dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ayakta karşılama tartışmalarına ilişkin "Anayasa yapmak üzere ayağa kalkmadık. Koalisyon yapmak üzere ayağa kalkmadık. Uzlaşmak üzere ayağa kalkmadık. Erdoğan'la mücadele ediyoruz ve biz Erdoğan'la mücadelede ayaktayız zaten" dedi. Özel, CHP'nin eylül ayı anketlerinde dokuz anket ortalamasında üç puan önde olduğunu belirterek, “Üç puan öndeyiz, niye beş buçuk puan almayalım? Biz bu iktidarı değiştirmek istiyoruz. O yüzden biz kimsenin yaptığını, ettiğini unutmuyoruz. Ne Erdoğan'la anayasa yapmaya niyetimiz var, ne Erdoğan'la uzlaşmaya. En sert muhalefeti yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

CHP Genel Başkanı Özel, Fernas Madencilik'ten atılan işçileri eylem yaptıkları Kurtuluş Parkı'nda ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yeni yasama yılı açılışında TBMM Genel Kurulu'nda ayakta karşılanmasına yönelik anket sonuçlarına ilişkin soru üzerine Özel, şunları söyledi:

“Bir çalışma yaptık. O çalışma yaptırdık. O çalışma, yaptığımız tutuma ülke genelinde yüzde 74'lük bir destek olduğunu, AK Parti ve MHP seçmeninde yüzde 90'ın üzerinde, İYİ Parti seçmenin yüzde 80'in üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi seçmeninde de yüzde 62'lik bir destek olduğunu, yüzde 38'in ‘kalkmayı onaylıyorum, onaylamıyorum'da ‘onaylamıyorum' dediğini söylüyor. Ancak aynı ankette bu durumun gerekçesi ifade edildiğinde çÇünkü çok kötü de servis edildim malum. Bu sefer bunu destekleyen CHP'lilerin oranı veya ‘Özgür Özel'e katılıyorum' diyenin oranı yüzde 62'den yüzde 72-73'e çıkıyor. Bu benim çok beklediğim bir sonuç. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi seçmenini üzme peşinde değiliz. Ama çok daha kötü bir sonuç da olabilirdi. Yüzde 50-50 olabilirdi. Çoğunluk rahatsız olabilirdi. Çünkü ayağa kalktığımız kişiyi 22 yıl boyunca ülkeye bunları yaşatan kişi olarak değerlendirdiğinizde ben de olsam niye kalkılıyor diye düşünürüm. Ama meselenin özü şudur. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğu olarak görüldüğü için ve çekilen zulümler, acılar, sıkıntılar, şu madencilerin yaşadıkları iktidar medyasında yeterince tartışılmadığı, anlatılmadığı için ve inanılmaz bir hegemonik, üstten kapsayan bir dille iktidar medyası kendi seçmeninin duygularını yoğun şekilde manipüle ettiği için Cumhuriyet Halk Partisi ayağa kalkmadığında, gittiği bir köy kahvesinde AK Parti seçmeni de dışarı çıkıyor. ‘Ya siz bizi dinlemiyorsunuz ki biz dinlemeyelim. Veya siz bizi ayağa kalkmıyoruz ki biz size ayağa kalkalım' diye. Ben yıllardır bunu sahada tespit eden bir siyasetçiyim. Bu konuda da partiyi yönettiğimiz arkadaşlarımızla da bugün ayağa kalkmayan arkadaşlarla da yani geçmişte birlikte grup başkanvekilliği yaptığımız arkadaşlarımızla da bu zorlukları hep konuştuk.

ANAYASA YAPMAK ÜZERE AYAĞA KALKMADIK!

Biz ayağa kalktığınızda AK Parti Sayın Erdoğan'ın şahsına ayağa kalkmak değil Cumhurbaşkanlığı makamına ve onu seçen seçmenlere saygımızdan ayağa kalktık. Bu kadar net. Bu konuda en ufak bir pişmanlığım yok. Görüyorum ki partinin ilk anda yüzde 62'si doğru yaptım diyor, dinleyince yüzde 72'si diyor. Sokakta diğer seçmenlerle temas ettikçe daha çoğu diyor. Bu şu anlama gelmez. Biz Erdoğan'la ayağa kalktık. Anayasa yapmak üzere ayağa kalkmadık. Koalisyon yapmak üzere ayağa kalkmadık. Uzlaşmak üzere ayağa kalkmadık. Erdoğan'la mücadele ediyoruz ve biz Erdoğan'la mücadelede ayaktayız zaten. Miting meydanlarında ayaktayız. İşçilerin yanında ayaktayız. Biz Meclis'in açılış günü, Meclis'in açılışını yapmasına anayasal görevi gelen ve son seçimlerde en çok oyu alarak Cumhurbaşkanı seçilen kişi seçmenlerine hürmeten ve makamına hürmeten ayağa kalktık. Bunun toplumda inanılmaz bir karşılığı var. Siyaset o kadar kolay olsaydı ben o kadar konforlu bir siyaset yapmak istesem bizim kitleyi yüzde 99 memnun edecek sözler söylerim, yıllarca Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı kalırım. Ama iktidarı değiştiremem. Ben kendim zorluk çekmek, seçimlerden sonra insanları rahat ettirmek istiyorum. Bunun için şimdi güçlük çekmem gerekiyor. Siyaset arkadaşlarımın ve partimdeki bazı üyelerimin televizyonların, gazetelerin, bazı çarpıtıcı haberlerinden etkilenen, üzülen, beni sevenlerin gönlünü kazanmakla meşgul olmam gerekiyor. Ama ben bunu yapmazsam bu partiyi büyütemem.

Bu parti, 47 yıl sonra iktidar oldu. Biz normalleşme adımları attıkça da çok ciddi bir farkla iktidar birinci parti olma özelliğini korudu. Biz kendi içimize dönüp belli tartışmalar yoğunlaşıp normalleşme eleştirileri CHP seçmeninde değil ama AK Parti, MHP, İYİ Parti seçmeninde partiyle irtifa kaybettiriyor. Ben partimin irtifak kaybetmesini istemem. Eylül ayı anketlerinde dün dokuz anket ortalamasında üç puan öndeyiz. Niye altı puan önde olmayalım? Bizim yaptırdığımız ankette daha önce dört buçuk puan öndeyken üç buçuk puan öndeyiz. Üç puan öndeyiz, niye beş buçuk puan almayalım? Biz bu iktidarı değiştirmek isteriz. İktidara yakın şirketlerin birinde sıfır nokta yedi puan gerideyiz. Birinde çok küçük bir farkla öndeyiz. Niye iktidara yakın şirketlerin dahi geçen ay bir buçuk puanla da olsa bizi önde gösteriyor. O yüzden biz kimsenin yaptığını, ettiğini unutmuyoruz. Ne Erdoğan'la anayasa yapmaya niyetimiz var, ne Erdoğan'la uzlaşmaya. En sert muhalefeti yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Zaten bugüne kadar yapılmamış mitingleri, yapılmamış muhalefeti yapıp da sonra Meclis'te 26 milyon oy almış Cumhurbaşkanı seçmenine hürmeten ayağa kalkıp alkış yapmamışız bir şey yapmamışız. Ne kaybediyoruz? Kaybediyorsak ben kaybediyorum. Bedeli ben ödeyeceğim. Hesabı ben vereceğim. Ha bundan fırsat arkadan saldıran birileri olursa da onlar da saldıracak arkadaşlar. Bu partinin birinci ve ikinci genel başkanının, üçüncü genel başkanının ne riskler aldığını, nelerle karşı karşıya geldiğini herkes biliyor. Kolay bir işe soyunmadık. Ben yaşananların anket sonuçlarının doğru irdelendiği takdirde Cumhuriyet Halk Partisi'nin fevkalade alan açan bir noktada olduğunu görüyorum. Yine de bu mevzulardan dolayı gönlü kırılmış, üzülmüş kimse varsa, kim varsa hakkını helal etsin. Ben Özgür Özel olarak bütün sorumluluğa sahibim. Kendilerini de seviyorum. Onları hiç kandırmadım. Hiçbir zaman da kandırmam. İçleri rahat olsun.”

10 Ekim ailelerinin anıt açılışına katılmamasına ilişkin soru üzerine Özel, şöyle konuştu:

“10 Ekim Barış Derneği'nin tüm üyeleri içinde yakın ilişki içindeyim bugün de açılışı birlikte yaptık. Bu tansiyon nereden niye yükselmiş gerçekten bilmiyorum. Tuncer Bey'in gelmesini de arzu ederdim. Yarın anma var. Biz şunu yapmak istemedik. Anma günü gidip orada bir tören yapıp da yani yasla açılışı birbirine karıştırmayalım dedik. Dernek de bunu kabul etmişti. Biz dedik ki Ankara Büyükşehir Belediyesi kamu kurumu o bir açılış yapıyor ve buradan bu bir belediye bunu bazı siyasi partilerin konuşup, bazılarını konuşmadığı bir yer yapamayız. Onun için de kendilerine bir şey önerilmiş. Dernek adına bir kişi ve Mansur Yavaş. ‘İşte siyasi partiler konuşmazsa biz olmayız' gibi bir iletişimsizlik olmuş. Keşke olsalardı. Keşke konuşsalardı. Aramızda hiçbir sorun yok. Ben 10 Ekim Derneği'ni aralıklarla kabul ediyorum ve bu anıt yapılsın diye çok mücadele ettik. Herhalde onlara sorsanız benden razıdırlar. Tuncer Bey'le de hiçbir sorunumuz yok. Olmaması da lazım. Yarın da bütün siyasi partiler anmada hep birlikte olunacak. Yani orada herhangi bir sorunumuz yok."

MUHABİR

Bakmadan Geçme