PKK Elebaşı Öcalan'ı Meclis'e Davet Eden Devlet Bahçeli, CHP'yi DEM Parti İle Birlikte Hareket Etmekle Suçladı!

MHP Lideri Devlet Bahçeli: 'DEM'in otobüsüne binip fitne ve fesat çığırtkanlığı yapan CHP Genel Başkanı siyasi istikbalini PKK'nın hunhar emellerine ve mağara deliklerine devretmiştir.'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK Elebaşı bebek katili Abdullah Öcalan'ı Meclis'te konuşma yapmaya davet etmesinin yankıları devam ederken Bahçeli'den ilginç bir tepki geldi.

Esenyurt, Batman, Mardin ve Halfeti belediyelerine kayyum atanmasının ardından DEM Parti yöneticileriyle birlikte seçim otobüsü üzerinde halka seslenen CHP Lideri Özgür Özel'i DEM Parti ile birlikte iş yapmakla suçlayan Bahçeli, açıklamasında şunları söyledi;

PKK İÇİN SON YAKLAŞMIŞTIR!

Türk ve Türkiye Yüzyılı, huzurun yüzyılı olacaktır. Buna inanıyoruz, bu hedefe ulaşmak için çalışıyor ve mücadele ediyoruz. Önümüzdeki süreçte ülkemizin terör kamburundan kurtulması muhtemel değil, muhakkak bir akıbettir. Terör ve bölücülük sorunuyla daha fazla yaşamamız, böylesi bir kanlı külfete daha çok katlanmamız imkansızdır. Bölücü terör örgütü PKK için son yaklaşmıştır. Hiçbir terörist için emniyetli bir alan kalmamıştır. Terör örgütünü kaynağında imha etmek, bölücülüğün yuvalandığı siyasi ve sivil toplum kolonlarını kesmek milli beka meselesidir. Hem siyaset alanında boy gösterip hem de silahlı teröristlere sırt dayamak başı ezilmesi gereken gayri meşru ve gayri hukuki menfur bir çelişkidir. Bu vahim çelişkinin yörüngesine sabitlenip hıyaneti gerekçelendirmeye, hatta demokrasi ve milli irade kavramlarını silah gibi kullanmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.

MHP BİRLİK VE KARDEŞLİĞİN MÜDAFASINDAN YANADIR

Silah varsa siyaset yoktur. İhanet varsa demokrasi yoktur. Şiddet varsa sevgi ve barış dili kupkurudur. Milliyetçi Hareket Partisi, siyasetteki tutarlılık ve ahlaki çizgisinden kopmadan, dün söylediklerini bugün tekzip edecek zaaf emaresi göstermeden milli birlik ve kardeşliğin müdafaasından yanadır. Bize akıl danelik yapanlar, ileri geri konuşanlar, har vurup harman savuranlar, tantanayla oyalananlar her şeyden önce fırsatçı kurnazlığıyla ve istismar yamyamlığıyla sonuç alamayacaklarını, sıtma ile ölüm arasında bir seçeneğe zorlamalarının beyhude bir çırpınış olduğunu idrak etmeleri bizatihi önerimdir. Bizim ülkücülüğümüzü sorgulamaya, vatanseverliğimizi tartıya çıkarmaya cüret ve teşebbüs eden yeni yetme siyaset döneklerine, kalbimizdeki dava ve vatan aşkının bir günlük sadakasını versek alayına ömürleri boyunca yetecektir.

UTANACAK BİR AÇIĞIMIZ YOKTUR

Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız. Utanacak, sıkılacak ve mahcubiyet duyulacak bir açığımız yoktur. Biz gelecek seçimlerin hesabını değil, gelecek nesillerin ve geleceğin süper güç Türkiye'sinin hedef ve hesabındayız. Geçmişte çekilen acıların ve akan gözyaşlarının geleceği perdelemesine tahammül edemeyiz. Torunlarımızın, aynı felaketlere muhatap olmasını asla, kata, bihakkın istemiyoruz. Günü kurtarmanın değil, geleceği kurmanın ve kurgulamanın istikametinde sağlam adımlarla ilerlemenin samimi düşüncesindeyiz. Ülkücü olmanın, ülkücü yaşamanın, hayata da ülkücü olarak gözlerimizi kapamanın sırrını ve esasını bu kapsamda tarif ve telakki ediyoruz. Ülküyle yanıp tutuşan dava neferlerinin konforlu alanlara tenezzülden ziyade, risk alarak, mihnetleri atlatarak, saldırıları aşarak Türk milletine ve Türkiye'ye fani hayatlarını bir siyaset ve düşünce mihverinde adamalarının şeref kadar değerli olduğunun farkındayız. Oyumuz artıyormuş, oyumuz azalıyormuş, arkadaşlar, aziz milletim, vatan tehdit altındayken, milli güvenlik duvarlarımız hain akınlarla sallanıyorken, oy ve seçim endişesiyle başımızı kuma gömmek bizim kitabımızda yazmayan alçalma ve aşağılanma halidir. Böyle bir şeyi de tamamen reddediyoruz.

TERÖRÜN BİTMESİ NAMUS SİMGEMİZDİR!

Terörün bitmesi milli ülküdür. Bu ülkü siyasi namus simgemizdir. Kürt kardeşlerimizle kucaklaşarak milli birlik ve kardeşlik hukukunu Türkiye'nin düşmeyecek kudret ve kuvvet mevzii haline getirmek geleceğe ve geçmişe sadakat nişanemizdir. Kara kampanya mucitlerinin hepsi sorunlardan beslenmektedir. Kronik sorunları çözmek amacıyla dik duruşla ve delikanlıca er meydanına çıkacak Cumhur İttifakı'ndan başkası yoktur, olması da ham bir hayaldir. Değil elimizi, gövdemizi dahi sıra dağların altına sere serpe yatırmaya hazırız, kararlıyız ve sonuna kadar da inançlıyız.

Siyasi ganimet avına heveslenerek, rehavet anımızı ve yumuşak karnımızı kollayıp, bunun üzerinden siyaset yapan zübüklere ve ziyana düşmüş siyasetin zillet simalarına Türk milleti en etkili cevabı mutlaka verecektir. Biz Ne Mutlu Türküm Diyene sözünü haykırırken, enternasyonal marşı söyleyen, orak-çekiçli gelecek tasarlayan, PKK'nın, DEM ve seleflerinin kayığına binen martaval siyasetçilerin, yakamızdan ve yarınlarımızdan tarla kongreleriyle düşen maskaraların mücadelemizi kundaklamasına, kararlılığımızı köreltmesine müsaade etmeyeceğiz.
Akıl doğruyu gösterirken, iyi ve kötüyü ayıran gönüldür. Aklımızla, imanımızla, irfanımızla, gönlümüzle Türklüğün, Türkiye'nin ve Türk milletinin yıkılmaz son kalesiyiz, teslim alınamaz son cephesiyiz. Terör bitecek, bölücülük tasfiye edilecektir. Gayemiz ve gayretimiz buna yöneliktir.

CHP GENEL BAŞKANI SİYASİ İSTİKBALİNİ PKK'NIN MAĞARA DELİKLERİNE DEVRETMİŞTİR!

Özellikle Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti belediye başkanlarının geçici olarak görevden uzaklaştırılmalarından sonra CHP ile DEM'in kent uzlaşması çatısı altında nasıl da tek yumurta ikizine dönüştüğü belgelenmiştir. DEM'in otobüsüne binip fitne ve fesat çığırtkanlığı yapan CHP Genel Başkanı siyasi istikbalini PKK'nın hunhar emellerine ve mağara deliklerine devretmiştir. DEM Eşbaşkanı'nın Seyh Said ve Seyyit Rıza güzellemesi, Kürt kardeşlerimiz adına malum rezilliğe sözcülük yaptığını iddia etmesi, kimin nerede durduğunu ve terörle nasıl bir ortaklık içinde olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Kapanmış meselelerin açılması, kabuk bağlamış yaraların deşilmesi Türkiye'nin toplumsal barışını hazmedemeyenlerin sinsiliği ve art niyetliliğidir. Şeyh Said ve Seyyit Rıza, yaşadıkları dönemin hainleridir, bölücü teröristleridir; cumhur, Cumhuriyet ve devlet düşmanlarıdır, hak ettikleri gibi de cezalandırılmışlardır.

DEM'in silahtan ve terörden uzaklaşmaya yanaşmaması, azgın tahrik ve tacizlerini yaygınlaştırması, elbette Türk Ceza Kanunu gereğince ele alınmalıdır, konunun ise Kürt kardeşlerimle hiçbir ünsiyet, hususiyet ve illiyet yakınlığı yoktur. PKK'lı Bese Hozat'ın Kandil ve kent uzlaşması bahanesiyle CHP'nin ve DEM'in sokağa çıkmasını kışkırtması, bu hain siparişe CHP'den de herhangi bir itirazın gelmemesi ayıplı ve ahlaken yitik bir siyasetin içyüzünü deşifre etmiştir.

MUHABİR

Bakmadan Geçme