Rojin'in babası: Cenazede 2 erkeğe ait DNA örneği bulundu!
Van'da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin'in (21) babası Nizamettin Kabaiş, kızının cansız bedeninde Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan incelemede, 2 erkeğe ait DNA örneklerinin bulunduğunu söyledi. Kabaiş, '47 kişinin DNA örneğini aldılar. Onlarla uyuşmadı. 2 farklı erkeğe ait DNA var. Onları arayıp bulurlarsa, mesele çözülür. Rojin'in intihar ettiği veya suda boğulduğunu kimse söylemesin. Kesinlikle öyle değil' ifadelerini kullandı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül'de kaldığı yurtta akşam yemeğini yedikten sonra dışarı çıktı. Geri dönmeyen Kabaiş'e telefonla ulaşamayan arkadaşları, 28 Eylül'de saat 12.00 sıralarında polise haber verdi. Kabaiş'in 27 Eylül'de saat 18.30 sıralarında Van Gölü Sahili'ne çakıl taşı toplamaya gideceğini söylediği, birlikte gitmeyi teklif ettiği arkadaşının olumsuz yanıt verdiği tespit edildi. 28 Eylül'de Van Gölü Sahili'nde Rojin'e ait cep telefonu, kulaklık, kek ve su bulundu.
Telefon incelenmek üzere polise teslim edildi. Telefonla konuştuğu annesine markete gidip, kahve, su ve kek alacağını söyleyen Rojin için polis, Jandarma Sahil Güvenlik, AFAD ve Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri arama çalışması başlattı. Arama çalışmalarının 18'inci gününde Rojin Kabaiş'ın cansız bedeni, YYÜ sahilinden kara yoluyla yaklaşık 24 kilometre uzaklıktaki Tuşba ilçesine bağlı, özellikle yazlıkların bulunduğu kırsal Mollakasım Mahallesi'nde bahçe sulamaya gelen Mehmet Emin Ankay (60) tarafından bulundu.
Rojin Kabaiş'in cenazesi, Adli Tıp Kurumu'nda yaklaşık 7 saat süren otopsi işlemlerinin ardından memleketi Diyarbakır'ın Bağlar ilçesindeki Yeniköy Asri Mezarlığı'nda toprağa verildi.
‘ROJİN'İ KATLETTİLER, DARBETTİLER VE ORAYA GÖTÜRÜP BIRAKTILAR'
Rojin'in darbedildiğini söyleyen babası Nizamettin Kabaiş, “Rojin'i kendim üniversiteye götürdüm. İlk senesiydi beraber gittik. Sevinçli keyfi gayet yerindeydi herhangi bir sıkıntısı yoktu ve okuluna sevinerek gitti. Çarşıya gittik, yemek yedik, videolar çektik. Üniversiteye götürdüm, yurda götürdüm, eşyalarını teslim ettik, bahçede gezdik. Rojin'e ‘Okulunu görelim' dedim. Kendisi çok çalışkandı, daha önce internette okulunu görmüştü. Bana ‘Okulla yurt birbirine çok yakındır' dedi. Biz gittik, gerçekten de çok yakındı.
Biraz dolaştık, video çektik en son onu yurda götürürken orada vedalaştık. Videoya çektik el sallayarak, sevinerek, gülerek içeri girdi.
Rojin'in cansız bedeninin bulunduğu yerle üniversite arasında 24 kilometre uzaklık var. Mollakasım ve üniversite arasındaki mesafe 24 kilometredir. Onu darbettiler, katlettiler.
En sonunda götürdüler oraya bıraktılar. Rojin'in intihar ettiği veya suda boğulduğunu kimse söylemesin. Kesinlikle öyle değil. Rojin intihar etmemiş. Rojin'i katlettiler, darbettiler ve oraya götürüp bıraktılar” dedi.
‘BAŞÖRTÜSÜNÜ ROJİN'İ DARBEDEN İNSANLAR BIRAKMIŞ'
Aramaların 13'üncü gününde Rojin'e ait başörtünün bırakıldığını iddia eden Kabaiş, “13 gün sonra da arama devam ederken, başörtüsünü getirdiler gölün kenarına bıraktılar. Telefonla başörtüsünü arasında 150 metre mesafe vardı. O başörtü de gölün kenarında değildi. Gölden 4-5 metre falan uzaklıkta ve bir avuç kum üzerine bırakmışlardı. Onu da demek ki Rojin'i darbeden insanlar bırakmışlar.