Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan: '20 yıl birbirine zıt olan bu iki parti nasıl bir araya geldi?'

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Saadet-Gelecek ortak grup toplantısında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Konuşmasına Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlayarak başlayan Arıkan, DEM Parti'nin İmralı Heyeti ile yürüttüğü görüşmelere de değinerek, sürecin yeterince açık olmadığını vurguladı.

Arıkan, 'Kazanda 20 yıl kaynatılsalar uyuşamayacak bu iki parti nasıl bir araya geldi? Neden süreç sadece MHP ve DEM Parti üzerinden ilerliyor? Devlet bu işin neresinde? Sayın Cumhurbaşkanı neden sessiz? Kapalı kapı siyasetiyle çözüm değil, daha fazla soru işareti yaratılır. Sürecin temel parametresi şeffaflık olmalıdır.' dedi.

'SAYIN CUMHURBAŞKANI NEDEN KAÇAK GÜREŞİYOR?'

DEM Parti İmralı Heyeti ile yaptıkları görüşme üzerinden iktidara seslenen Arıkan, şöyle konuştu:

'Pazartesi günü DEM Parti heyeti bizleri ziyaret ettiler. Biz de başlayan bu süreçle ilgili bilgi sahibi olduk. Ancak sürecin hali hazırda MHP tarafından basın üzerinden DEM parti tarafından yüz yüze yürütülmesi kafalarda soru işareti oluşturuyor? Kazanda 20 yıl birlikte kaynatılsalar uyuşmaları mümkün olmayacak bu iki parti nasıl bir araya geldi anlayabilmek çok zor. Devlet bu işin neresinde bileniniz var mı? Neden biz sadece DEM parti tarafından bilgilendiriliyoruz? Sayın Cumhurbaşkanı neden kaçak güreşiyor? Herkesi isteyerek veya istemeyerek bir araya getiren kim? Kimse kusura bakmasın, biz bu soruları sormak zorundayız. Biz bu süreci dikkatle ve titizlikle takip etmeye devam edeceğiz. Bu süreçte temel bir ilkemiz var çözümün olduğu, milletin menfaatinin olduğu, birkaç kişinin değil herkesin, 85 milyonun kazandığı bütün süreçlerin yanında oluruz. Sürecin en önemli parametresinin şeffaflık olduğuna inanıyoruz. Hangi düzeyde olursa olsun, böyle önemli bir konuda 'kapalı kapı' siyasetini desteklemiyoruz. Sürecin amacının siyasi hesaplar değil, meseleye kalıcı çözüm üretmek olduğu ve tüm tarafların samimiyeti konusunda kamuoyu ikna edilmelidir.'