Şok İddia! Süleyman Soylu Dokunulmazlığının Kaldırılması İçin TBMM'ye Başvuracak

Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM'ye başvuracağı ve kullandığı zırhlı aracı da İçişleri Bakanlığı'nın önüne bıraktırdığı belirtiliyor. Bakanlık yetkilileri aracı almak istemeyince, Soylu'nun adamlarından birisinin aracı yol üstüne bırakıp anahtarları da güvenliğe bırakarak kaçtığı ifade ediliyor. Peki Süleyman Soylu neden dokunulmazlığının kaldırılmasını istiyor? Tüm detaylar haberimizde...

Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun dokunulmazlığının kaldırılması için bugün TBMM'ye başvuracağı iddiası siyaset gündemine bomba gibi düştü.

Gazeteci İsmail Saymaz tarafından gündeme getirilen iddia, Ankara siyasetinde hareketli saatlerin yaşanmasına neden oldu.

Saymaz'ın gündeme getirdiği ve biran da Türkiye'nin gündemine oturan iddia şu şekilde;

"Soylu, dokunulmazlığının kaldırılması için başvuruyor
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uzun süredir suskundu.

Dilini hiç sivriltmiyordu.

Beklemedeydi.

Siyasi inzivasını 15 Temmuz'un yıldönümünde bozdu.

Cumhuriyet gazetesine meydan okur gibi yaparak, dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM'ye başvuracağını açıkladı.

Beştepe'den son dakika müdahalesi olmazsa bugün dilekçesini sunması bekleniyor. Soylu'nun dilekçeyi danışmanlarıyla birlikte hazırladığını öğrendim.

Gerçi Soylu'nun dilekçe vermesi, dokunulmazlığının kaldırılmasını otomatik olarak sağlamıyor.

Sağlasa bile Soylu'yu etkilemiyor.

Çünkü Soylu'ya yöneltilen suçlamalar 2016-2023 yıllarındaki bakanlık yıllarına ait karar ve işlemlerinden kaynaklanıyor. Anayasa'ya göre Soylu, bakanlık yıllarındaki karar ve işlemlerinden ötürü yalnızca Yüce Divan'da yargılanabilir.

AK Parti'nin kendi bakanını Yüce Divan'a sevk ettiği görülmüş değil. Dolayısıyla Soylu, aslında gerçekleşmeyeceğini bildiği bir hamle yapıyor. Ancak bu, protestosunun siyasi önemini azaltmaz.

Erdoğan'a bildirildi
Çünkü bu protesto ve meydan okumanın muhatabı Cumhuriyet gazetesi değil, bizzat İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Zaten Soylu'nun zırhlı araç hamlesi bu yorumumu doğruluyor.

Soylu, İçişleri Bakanlığı tarafından tahsis edilen biri zırhlı olmak üzere üç aracı önceki gün geri vermek istedi.

Bakanlık ikisini kabul etti ancak zırhlıyı almaya yanaşmadı.

Araç bakanlıktan içeriye sokulmadı.

Soylu, ikinci kez teşebbüs etti.

Bakanlık yine almadı.

Soylu'nun bir adamı, aracı bakanlığa bir kilometre mesafedeki İçişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı'nın önündeki yola park edip anahtarı güvenliğe bırakarak hızla kaçtı.

Yerlikaya, şaşkın…

Vaziyeti Erdoğan'a bildirmişler.

‘Biz de anlamadık'
Yetkililer şöyle diyor:

“Önceki gün aracı getirdiler. İçeri dahi almadık, ‘olmaz' dedik. Bir daha getirdiler, yine kabul edilmedi. Bakanlığa bir kilometre mesafedeki daire başkanlığımızın önünde yola bırakmışlar. Anahtarı güvenliğe verip gitmişler. Biz de anlamadık niye böyle bir şey olduğunu. Kabul etmemiz söz konusu olamaz. Cumhurbaşkanlığına bilgi verdik.”

Araç şu an bakanlığın garajında.

Soylu'nun geri alması için bekletiliyor.

Yetkililer bakanlar için özel koruma kararının bulunduğunu ifade ederek, şöyle diyor:

“Zırhlı araba tehdit alan insan için elzemdir. ‘Ben bırakıyorum' dese de özel koruma kararı varken, kimse bu sorumluluğu alamaz. Bunun sorumluluğunu nasıl taşıyacağız? Ya bakana bir şey yapılırsa…”

Daşdemir kızdırdı
Soylu'ya yakın isimlerden Optimar Araştırma'nın sahibi Hilmi Daşdemir'in tweetleri bakanlık yetkililerini kızdırdı.

Daşdemir, önceki gün şöyle yazdı:

“Terör ve suç şebekeleriyle iliklerine kadar mücadele etmiş… mücadelenin altyapısını kuran bakan olarak kendisinden sonrakiler tarafından haysiyet cellatlığı yapılarak hiçleştirilmeye çalışılması kabul edilebilir değildir.”

Yetkililer Daşdemir'in tweeti için “İki bakanı birbirine düşürecek bir yazı” diyor.

Ancak Daşdemir'in tweeti, Soylu'nun düşüncelerini yansıtıyor.

Soylu, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasının kendisine ve ailesine genişletilmek istendiğini düşünüyor.

Soylu, bakanlığı sırasındaki işlemlerden Erdoğan'ın bilgisi ve onayının olduğunu ve buna rağmen partisinde yalnız bırakıldığını kaydediyor.

Ayrıca “Milletvekilleri bakan olmayacak” kuralı Murat Kurum için esnetilirken kendisi için uygulanmıyor olmasını kabullenemiyor.

Yakın çevresi, AK Parti'ye egemen olan kadroların Soylu'yu ötekileştirdiğini savunuyor.

Soylu da “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” misali…

CHP'ye ve muhalif medyaya cevap verirken gerçekte Erdoğan'a sesleniyor.

“Buradayım, gör beni” diyor.

Cumhurbaşkanı, Soylu'yu görür ve durdurur mu, bilemiyoruz.

Kesin olan şu:

Dilekçeyi TBMM'ye sunduğu andan itibaren Soylu için de AK Parti için de başka bir sayfa açılacak.

MUHABİR

Bakmadan Geçme