Türkiye, İsrail Aleyhindeki Soykırım Davasına Müdahil Oldu

Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurusunu yaptı. Başvuru Türkiye saatiyle 16.30'da Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal tarafından divana sunuldu.

Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi ve TBMM Milletvekillerinden oluşan heyet, Türkiye'nin müdahillik beyanını bugün UAD Yazmanlığına iletti.

TÜRKİYE, İSRAİL'İN SOYKIRIM DAVASINA MÜDAHİL OLDU

Büyükelçi Selçuk Ünal ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cüneyt Yüksel, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel ile Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan'dan oluşan heyet, İsrail'e karşı açılan soykırım davasına Türkiye'nin müdahillik bildirimini teslim etti. Türkiye böylece Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya'nın ardından UAD'deki Güney Afrika-İsrail arasındaki soykırım davasına müdahillik bildiriminde bulunan yedinci ülke oldu.

Türkiye, bu zamana kadar müdahillik bildiriminde bulunan en önemli bölge ülkesi olarak öne çıkıyor. Divan Statüsü'nün 63. Maddesi kapsamında müdahillik bildirimi yapan Türkiye'nin girişimi hakkında davanın tarafı olan İsrail ve Güney Afrika'nın Divan tarafından bilgilendirmesi ve bu iki ülkenin de Türkiye'nin müdahillik bildirimine ilişkin gözlemlerini Divan'a sunması bekleniyor.

MÜDAHİLLİĞİ YASAL DAYANAĞI

Devletler, UAD nezdinde açılmış bir davaya, Divan Statüsü'nün 2 maddesi üzerinden müdahil olabiliyor. Bunların birincisi; "müdahillik başvurusu" olarak belirtilen ve Divan Şartı'nın 62. maddesi uyarınca "Bir devlet, davadaki karardan etkilenebilecek hukuki nitelikte bir menfaati olduğunu düşünürse mahkemeden müdahil olmasına izin verilmesini talep edebilir." hükmüne dayanıyor.

Divan Şartı'nın 62. maddesi uyarınca yapılan müdahillikler Divan'ın iznine bağlı olurken, devletlerden bu madde uyarınca yaptıkları müdahillik başvurularında dava sonucunun kendilerini özellikle etkileyecek bir hukuki menfaatinin varlığını ispat etmeleri bekleniyor. Devletler, 62. madde kapsamında davaya "taraf olan" veya "taraf olmayan" müdahil devlet şeklinde yer alabiliyor. UAD, 62. madde kapsamındaki müdahilliklerde, müdahil devletlere uyuşmazlığın esasına ilişkin somut olayla ilgili yorum ve beyanlarda bulunma, duruşmalara katılma, yazılı ve sözlü beyan ve taleplerde bulunma gibi haklar veriyor.

İkinci olarak; Divan Şartı'nın 63. maddesi uyarınca yapılacak "müdahillik bildirimi"nde uyuşmazlığın esasına ilişkin somut olaydan ziyade, uyuşmazlık konusu olan Soykırım Sözleşmesi'nin nasıl yorumlanması gerektiğine ilişkin genel beyanda bulunma imkanı getiriliyor. UAD Statüsü'nün 63. maddesi uyarınca yapılan müdahillikler, devletler için bir "hak" olarak görülüyor ve Divan, dava taraflarının beyanını aldıktan sonra bu bildirimin şekli incelemesine göre müdahillik hakkının kullanımını kabul veya reddediyor. Bu maddedeki müdahillik hakkının kullanıldığına ilişkin bildirim uygun görülürse, Divan'ın o davanın kararında yaptığı yorum müdahil devlet için de aynı derecede bağlayıcı oluyor.

Şimdiye kadar Nikaragua sadece 62. Madde üzerinden, Filistin ise 62. ve 63. Madde'den ortak şekilde başvuruda bulunurken , Kolombiya, Libya, Meksika ve İspanya sadece 63. Madde üzerinden Soykırım Sözleşmesi'nin yorumuyla alakalı beyanda bulunma yolunu seçiyor. Türkiye de her ne kadar 63. Madde üzerinden başvuracak olsa da 62. Madde üzerinden müdahil olma hakkını saklı tuttuğu gibi, davanın ilerleyen aşamalarında hem 62. Madde'den yeni bir müdahillik başvurusunda bulunabiliyor hem de mevcut 63. Madde kapsamındaki müdahilliğine ilişkin beyanlarında değişikliğe gidebiliyor ya da yeni bildirim metni sunabiliyor. Devletler, müdahillik yoluyla Divan yargıçlarını Soykırım Sözleşmesi'ni nasıl yorumlanması ve Gazze'deki uyuşmazlıkta soykırımın nasıl tespit edileceğine ilişkin yönlendirmiş oluyor. Yapılan bu yönlendirmeyle İsrail'in soykırım fillerinin tespitinde Mahkemeye hukuki ve politik baskı da kurulmuş oluyor.

TÜRKİYE'NİN MÜDAHİLLİĞİ NE ANLAMA GELİYOR?

Türkiye'nin Gazze'de yaşanan soykırıma ilişkin davaya müdahil olması, küresel sahnede hem hukuki hem de ahlaki sorumlulukları teyit etmesi anlamına geliyor. Türkiye'nin diğer müdahil devletlere nazaran daha uzun bir hazırlıkla daha detaylı ve kapsamlı bir metin ortaya çıkarması beklenirken, özellikle 19 Temmuz'da İsrail'in Gazze'de işgalci güç konumunda olduğunu belirten danışma görüşüne atıf vererek, Divan'ı kendi içtihadını takip etmeye zorlaması öngörülüyor.

Türkiye'nin müdahillik adımı, bölgesel barışa ilişin diğer çabalarıyla birlikte değerlendirildiğinde, diğer bölge ülkelerinin Gazze'deki uluslararası hukuk ihlallerinin tespiti ve Filistinlilerin haklarının savunulmasına daha aktif bir şekilde katılmaya teşvik edebiliyor. Son olarak Türkiye gibi güçlü bölgesel aktörün Soykırım Sözleşmesi'ne ilişkin yorumları, UAD'nin yargıçlarının müzakerelerini ve hem Gazze'deki soykırım davası hem de gelecekteki diğer davaların neticesini önemli ölçüde etkileme potansiyelini barındırıyor.

TÜRKİYE'NİN MÜDAHİLLİK BİLDİRİMİNDEN SONRA NE OLACAK?

Divan, her bir ülkenin müdahillik bildirimi için, davanın tarafları olan Güney Afrika Cumhuriyeti ve İsrail'den yazılı gözlemlerini istiyor. Divan, gerekli görürse bu müdahilliklerin kabul edilebilir olup olmadığına ilişkin sözlü duruşma düzenleyebiliyor. UAD Yazmanı, Türkiye'nin müdahillik metnini, davanın taraflarının yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'ne, BM üyesi ülkelere ve diğer müdahil devletlere iletebiliyor. Divan, aksi kararlaştırılmadıkça müdahillik metinlerini kamuya açık şekilde Divan'ın internet sitesinden erişime açık tutuyor. Türkiye'nin müdahillik metninin de hafta bitmeden erişime açılması bekleniyor. İsrail'in, davanın tarafı olarak, muhtemelen Türkiye'nin müdahilliğine karşı çıkan gözlemlerini yazılı olarak Divan'a sunabilmesine karşın, Türkiye'nin, karşı gözlemlerini yazılı olarak sunma hakkı saklı bulunuyor. Divan, çok sayıda ülkenin müdahillik talebine ilişkin emrini genelde ortak bir kararla açıklıyor.

TÜRKİYE DAVAYA HANGİ AŞAMADA MÜDAHİL OLUYOR?

Gazze'deki soykırıma ilişkin davada Divan'ın önündeki süreç, henüz ilk aşama olan mahkemenin yargı yetkisinin tespitine ilişkin "ilk itirazlar" safhasında bulunuyor. Divan'ın, Gazze'deki soykırıma ilişkin davaya bakmaya yetkili olduğunu tespit etmesinin ardından, ikinci aşama olan "davanın esası" aşamasına geçerek, nihai kararını vermesi bekleniyor. Müdahillik imkanı ikinci aşamadaki yazılı dilekçelerin son teslim tarihine kadar mümkün olurken, Türkiye ve diğer devletlerin davanın ilk aşamalarında müdahil olması, esasa ilişkin beyanların yanı sıra müdahil devletlere Divan'ın yargı yetkisine ilişkin de beyanda bulunma imkanı fırsatı sağlıyor.

Bakmadan Geçme