Arıkan: 'Saadet Partisi olarak en temel hedefimiz iktidarı harekete geçirmektir'
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan Muhabir'e konuştu.
Arıkan’a ortak bildiri, Hasan Bitmez’in vefatının ardından yaşanan tartışmalar ve İsrail’in Filistin saldırılarına rağmen devam eden gemi ticaretiyle ilgili Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın açıklamaları ve Saadet Partisinin yerel seçim stratejisini sorduk.
İşte Sn. Mahmut Arıkan’ın gündem yaratacak cevapları…
“SAADET PARTİSİ OLARAK, NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPARIZ; İMZA İSE İMZA, DESTEK İSE DESTEK”
Muhabir: Sayın Arıkan, sorularıma son yaşanan 12 şehit ve ortak bildiriden başlamak istiyorum. Pençe Kilit Harekat Bölgesinde art arda 2 günde 12 askerin şehit düşmesinin ardından Saadet Partisi’nin de içinde bulunduğu; AK Parti, MHP ve İYİ Parti bir ortak bildiriye imza attı. Önceki seçimde ittifakta yer aldığınız CHP ve onun yanı sıra DEM Parti ise bildiriyi imzalamadı. Bu konuyla ilgili neler söylersiniz?
Mahmut Arıkan: 22 Aralık ve 23 Aralık günleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçe görüşmelerindeyken, Türkiye bir trajedi yaşadı. 12 vatan evladını toprağa verdik. 23 Aralık akşamı genel kurul esnasında bir çağrı yapıldı, bunu Meclis olarak kınayalım dendi. Biz Saadet Partisi olarak, bize düşen ne varsa yapmaya hazırız. O gece, o an, o yapılması gerekiyordu. Yaptık. Fakat başka bir çağrı daha vardı. ‘Gelin Meclis olarak bunu ayrıca dikkatle inceleyelim’ dendi. Şimdi bizim üzerimize düşen de budur. Türkiye Büyük Millet Meclisi iki günde on iki vatan evladının şehit oluşunu tüm ayrıntıları ile araştırmak mecburiyetindedir. Sadece bu olay değil, hala 40 yıl sonra bile, bu terör sorunu nasıl Türkiye’de çözülmez, bunun araştırılması gerekiyor. Biz Türkiye’de terör sorunun sadece PKK üzerinden okuyamayız. Bunun pek çok boyutu var. Hamasi söylemlerle bunu çözemezsiniz. Bakın hala çözülmüyor işte. Biz Saadet Partisi olarak, ne yapılması gerekiyorsa onu yaparız. İmza ise imza, araştırma ise araştırma, icraat ise icraat. Ama iktidar sadece konuşmak ile oyalandığı için, maalesef bu işlerde bir ilerleme kat edilemiyor.
“TUTANAKLARDA ‘AK PARTİ SIRALARINDAN’ YAZIYOR”
Muhabir: Sayın Hasan Bitmez için başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Bitmez'in vefatının ardından Meclis'te tartışmalar devam etti. Sayın Bitmez'in kürsüde baygınlık geçirdiği esnada, AK Parti sıralarından, "Allah'ın gazabı böyle olur." diyen milletvekili ile ilgili olarak partiniz nasıl bir süreç izleyecek? Bunu söyleyen milletvekilinin Özlem Zengin olduğu iddialarına dair ne söylersiniz?
Mahmut Arıkan: Ben de öncelikle, bir kez daha Hasan Bitmez Ağabeyimize Allah’tan rahmet diliyorum. Kendisi son derece çalışkan, dürüst ve davasına sadık bir insandı. Son nefesini de davası üzere verdi. Maalesef, Cumhuriyet tarihinde de bazı ilkleri yaşamış olduk. Bu hepimizin için elbette şok edici unsurlar barındırıyordu. Doğrusu o an genel kurulda bulunan milletvekillerimiz büyük bir panik ve şaşkınlık yaşadılar. Şimdi tabi bir de çok talihsiz bir olay tutanaklara yansıdı. Kürsüde bayılmış ve yere yığılmış bir milletvekiline kullanılan cümle çok talihsiz bir cümleydi. Eğer tutanakları incelerseniz orada ‘AK Parti sıralarından’ şeklinde yazıyor.
“MECLİS’TE TAHAMMÜLSÜZLÜK, ZORBALIK ÖYLE BİR RADDEYE GELMİŞ Kİ, BU CÜMLELER KURULABİLİYOR”
Elbette işin magazin boyutu açısından düşünüldüğünde acaba Sayın Zengin mi? Sorusu karşımıza çıkıyor. Doğrusu bu soru üzerinden de epey bir malzeme çıkarılabilir. Fakat ben bir başka noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bunu kimin söylediğinden çok daha önemlisi bu cümlenin sarf edilmiş olmasıdır. Yani düşünebiliyor musunuz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tahammülsüzlük, zorbalık öyle bir raddeye gelmiş ki, bu cümleler kurulabiliyor. Bana sorarsanız açık adres vermeye, bir milletvekilini töhmet altında bırakmaya gerek yok. Bu bize yakışmaz. Fakat Mahalle belli! Tutanaklarda hangi mahalleden geldiği yazıyor. Konuyu bu açıdan ele almak lazım. Bu olay her mahallenin de doğasını gösteren bir turnusol kâğıdı oldu diyebiliriz.
“İKTİDAR REDDETSE DE ULUSLARARASI ULAŞIM VE İLETİŞİM DATALARI İSRAİL’E İHRACATI İSPAT EDİYOR”
Muhabir: 7 Ekim'de başlayan İsrail'in Filistin saldırıları sona ermedi. Buna rağmen İsrail'e gemilerle ihracat ise sürüyor. En son Ticaret Bakanı Ömer Bolat konuyla ilgili açıklama yaparak, gemilerin İsrail'e değil Filistin'e mal taşıdığını, Filistin'de liman olmadığı için gemilerin İsrail'e uğradığını ifade etti. Bu açıklama ile ilgili neler söylersiniz?
Mahmut Arıkan: Öncelikle 7 Ekim’den bu yana şehit olan Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. İsrail’in “Gazze Soykırımı” başlayalı yaklaşık 80 günü geçti. Bize canlı yayında Gazze’nin bombalanmasını izlettiler. Hatırlarsınız bunun bir benzerini 2003’te ABD, Bağdat’a yapmıştı. Yine bir trajedinin ortasındayız. Savaş başladığından bu yana Saadet Partisi olarak en temel hedefimiz “İktidarı harekete geçirmektir.” Burada “iktidarı harekete geçirmeyi” açmak istiyorum. Şimdi malumunuz İsrail-Filistin meselesi sadece iki ülkeyi değil, Orta Doğu’yu değil dünya kamuoyunu ilgilendiriyor. Dolayısıyla burada uluslararası kuruluşların çok büyük önemi var. İşte Birleşmiş Milletler’in yapmacık tutumunu süreç içerisinde gördük. İktidarın çok acil Uluslararası İslami Kamuoyunu toplaması ve çözüme yönelik fiili önlem alması gerekiyordu. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın toplantısı maalesef yetersiz kaldı. Burada görev Türkiye’ye düşer dedik. Ama iktidar, miting yapmakla iktifa etti. Bu arada saldırılar başlamadan 20 gün önce yapılan Birleşmiş Milletler’in 78'inci Genel Kurulu’nda Sayın Erdoğan Netanyahu ile görüşmüş ve “İstişarelerimiz ülkemiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olsun" demişti. Savaş devam ederken bir gemi furyası koptu. Takdir edersiniz ki 2023 yılında, enformasyon çağında yaşıyoruz. İnsanlar hangi malın, hangi gemi ile, nereye taşındığını, nereye ulaştığını bulabiliyor. Buldular da! İktidar elinden geldiği kadar reddetse de uluslararası ulaşım ve iletişim dataları bunun tam tersini ispat ediyor. Şimdi bunları alt alta sıraladığımızda karşımıza şöyle bir manzara çıkıyor; Evet bazı gemilerimiz Filistin’e malzeme götürmüş olabilir. Fakat Türkiye’den kalkan gemiler savaş esnasında İsrail’in ihtiyacı olduğu malları İsrail’e taşıdı. İktidarın bununla yüzleşmesi gerekiyor. Yüzleşemiyor çünkü milletimiz bu konuda çok hassastır!
“SAADET PARTİSİ OLARAK HER YERDE LOGOMUZ İLE SEÇİMLERE GİRECEĞİZ”
Muhabir: Yerel seçimde Saadet Partisi’nin stratejisi ne olacak? 20 Aralık’ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yapılan ziyareti nasıl değerlendirmek gerekir, diğer seçimlerde olduğu gibi bir ittifak işareti olarak anlayabilir miyiz bu ziyareti?
Mahmut Arıkan: Biz Saadet Partisi olarak, Türkiye’de Millî Görüş’ün tek temsilcisiyiz. Bizim ilkelerimiz bulunmakta. Bu ilkelerin başında ise “Milletimizin Saadet ve Selameti için” çalışmak vardır. İttifaklar da bizim tarihimiz boyunca değerlendirdiğimiz bir hizmet biçimidir. Buna siyaset biliminde “uzlaşı” adı verilir. Şöyle yakın tarihi bir gözden geçirseniz Millî Görüş’ün çatışarak değil, uzlaşarak milletimize nasıl hizmet ettiğini hemen görürsünüz. Son uzlaşı örneğimizi ele alalım. 2023 seçimlerinde Millet İttifakı ile bizler Meclis’e girdik. Yine başarılı bir uzlaşı ile Meclis’te Saadet Grubumuzu kurduk. Her hafta, mecliste görüşülmek üzere gündem önerisi veriyoruz. Toplumun bütün kesimlerinin sorunlarını oralarda dile getiriyoruz, onlarca kanun teklifi, yüzlerce soru önergesi verdik. Meclis’teki çalışma ofislerimizde milletimizi ağırlıyor, sorunlarını dinliyoruz.
“ULAŞTIRMA BAKANININ GÖZLERİNİN İÇİNE BAKARAK HIZLI TRENİ SORDUM”
Memleketim Kayseri özelinde söylemek gerekirse, çok sıkı takip ettiğimiz projeler var. Başta Kayseri Hızlı Treni geliyor. Ben bizzat Sn. Ulaştırma Bakanının gözlerinin içine bakarak sorularımızı sordum. Bu sorular sadece bir vatandaş olarak benim değil Kayserililerin, hepimizin soruları. Dolayısıyla bu uzlaşının faydası hiç şüphesiz milletimizin faydasına olmuştur. Yerel seçimler konusuna gelirsek, Muhterem Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu Beyefendi bunu tekrar tekrar dile getiriyor ben de burada dile getireyim. Biz Saadet Partisi olarak her yerde logomuz ile seçimlere gireceğiz. Ama milletimizin faydasına olacağına inandığımız, bölgesel ittifaklara da kapımız her zaman açık. Burada ana odak nedir biliyor musunuz? O bölgede vatandaşlarımız için sağlıklı bir seçim süreci sağlamak, sürdürebilir hizmeti tesis etmektir. Odak burasıdır.
"KAYSERİ BİZİ NEREDE GÖRMEK İSTERSE ORADA HİZMET EDERİZ"
Biliyorum en çok Kayseri konusunu merak ediyorsunuz, ben sizin merakınızı gidereyim. Yukarıda dediğim cümlelerin aynısı Kayseri için de geçerlidir. Biz milletimize en iyi hizmetin nasıl yapılacağına kanaat getirirsek, gerekeni yaparız. Milletimiz bizlere bir vazifeyi -bu adaylık da olur, başkanlık da olur- biz vazifeyi layıkıyla yapmaya da hazırız. Kayserili hemşehrilerimiz bizleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne layık gördü orada hizmet ederiz. Bizi bir belediye başkanı adayı olarak görmek istedi o zaman orada hizmet ederiz. Hem Kayseri için hem de Türkiye için bu bahsettiğim ilkeler geçerlidir. İnsanlarımız artık kavga istemiyor, ötekileştirme istemiyor. Temiz bir dil ve siyaset istiyor. Biz “bunu nasıl yaparızın” derdindeyiz. Ana gündemimiz budur.