- Haberler
- Gündem
- Babacan: Halk her gün sokakta görüyor, Simidin fiyatını, peynirin fiyatını, kirasına bakıyor sizi görüyor
Babacan: Halk her gün sokakta görüyor, Simidin fiyatını, peynirin fiyatını, kirasına bakıyor sizi görüyor
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün Yalova'da yaptığı açıklamada gündemi değerlendirdi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün Yalova’da yaptığı açıklamada; gündemi değerlendirdi. Babacan, özetle şunları söyledi: “Dün Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplandı ve politika faizini bir kez daha artırdı, yüzde 45’e çıkarttı. Merkez Bankası, böylece; sekiz ayda sekiz kez faiz artırmış oldu. Seçimler, geçen sene mayıs ayında yapıldı. Ve haziranın ilk yarısında yeni ekonomi yönetimi oluştu. Hemen haziran ayında, faiz artışları başladı; sekiz kere faiz arttı. Haberler çok yoğun. Herkes konuştu, iktisatçılar yorumlar yaptı. Ama, bu konuda konuşan köşe yazarlarına dahi laf yetiştiren, kendi partisinin ilçe gençlik kolları başkanına kadar müdahale eden o kişiden tek bir ses yok.
'UZMANLIK ALANI EKONOMİ DEĞİL MİYDİ'
Zaten seçimlerden bu yana kendisinden faiz ile ilgili hiçbir şey duymadık. Ne hikmetse? Uzmanlık alanı ekonomi değil miydi? Böylesine önemli bir konuda ülkenin Cumhurbaşkanı’nın sessiz kalması, gerçekten çok dikkatle takip etmemiz gereken bir konu. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ diye bir tekerlemesi yok muydu? Sürekli bunu işlemiyor muydu? Nas, demiyor muydu? ‘Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselmez’ demiyor muydu? Merkez Bankası’nı tamamen kendi talimatları ile yönetmiyor muydu? Seçim öncesi; ehil kadroların tamamen bağımsız aldığı kararlara sinirlenip onları görevden almıyor muydu? Merkez Bankası başkanlarının biri gidiyordu, biri geliyordu.
'8 AYDIR TIK YOK'
Şimdi bir cevap vermesi lazım. 2018’den beri tek imza ile tek yetkili kişi Sayın Erdoğan’ın kendisi. Bunu çok istedi. ‘Bütün yetki bende toplanmalı’ dedi. Seçimlerden bu yana sekiz ayda sekiz kez faiz artırmak doğru mu, değil mi? Faiz artışlarını Sayın Erdoğan; destekliyor mu, desteklemiyor mu? Tık yok, ses yok. 85 milyon insan; onun kararları ile açlık, yoksulluk yaşarken; bu sorulara cevap vermesi gerekiyor. Hangisi doğru? Merkez Bankası, sekiz ayda faizleri yüzde 8 buçuktan yüzde 45’lere çıkardı değil mi? Merkez Bankası Başkanı’nı atayan o değil mi? Ama tık yok. Kendi bilgisi dahilinde yapılıyor bu işler, ama sadece susuyor.
Faiz sebep, enflasyon sonuçsa; faizi artırarak siz enflasyonu daha da mı artırmak istiyorsunuz? Beş yıl boyunca bu tezi işlemedi mi? Bu tez hatalıysa; yedi senedir dayattığınız bu tezin sebep olduğu bu tabloyla yüzleşmeyecek misiniz? 85 milyon izliyor. ‘Hata yapmışım, doğrusu buymuş’ demeyecek misiniz? Faiz artışı doğru mu, yanlış mı? Ama susuyor. Sayın Erdoğan gibi bir ekonomistin ne düşündüğünü insanlar merak ediyor.
'ÖYLE KAÇAK GÜREŞMEK YOK'
Tutumunu açıklamadığı sürece bu ülkede güven oluşmaz. Öyle kaçak güreşmek yok. Madem tek yetkilisin, çıkıp açıklayacaksın. ‘Evet ben yanlış yapmışım, bugünkü doğru’ diyeceksin. Ya da ‘ben katılmıyorum ama şimdilik göz yumuyorum, bakalım ne olacak’ diyeceksin. Ama bir açıklama yapacaksın. İnsanlarımızın gerçekten en hassas olduğu, dini inançlarını istismar ederek, nas var deyip, seçimden sonra sekiz ayda sekiz kere faiz artırmanın açıklamasını yapmak zorunda. Böyle bir şey olmaz. Yazık günah bu insanlara.
'FAİZ KARARLARI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ, SAYIN ERDOĞAN'
Merkez Bankası ne yaparsa yapsın, insanlar güvenmiyor. Çünkü ne diyorlar, Erdoğan bugün böyle, belki de sabrediyor, belki de kafası atacak yarın hepsini görevden alacak. Daha önce yapmadı mı? Cumhurbaşkanı, kararname yetkisiyle; Demokles’in kılıcı gibi Merkez Bankası’nın kafasında kalem sallanıp duruyor. ‘Bir gece ansızın’ diyordu ya… Seçimden sonra onu da duymaz olduk. Seçimden önce istismar konularına bakın… Dini hassasiyetlerin istismarı, nas diyor. Seçimden sonra tam tersini söylüyor. İnsanlarımızın milli hassasiyetlerini istismar ediyor, ne diyor; bir gece ansızın gelebilirim diyor, sonra gidiyor Atina’ya, ‘Sizin için söylememiştim’ diyor. Böyle bir şey olur mu? Ekonomi yönetiminin faiz kararları hakkında ne düşünüyorsunuz, Sayın Erdoğan? Susuyor.
'KAÇAMAZSINIZ. HALK BAKTIĞI HER YERDE SİZİ GÖRÜYOR'
Siz susunca, halkımız neler olduğunu görmüyor, zannetmeyin. Belki sıyırırım, atlatırım zannetmeyin. Hatırlatacağız, kaçamazsınız. Ekonomi ile ilgili yaptıklarınızın sonucunu; halk her gün sokakta görüyor. Simidin fiyatı, peynirin fiyatı, kirasın bakıyor; sizi görüyor. Alma hayali bile kalmayan evlere bakıyor sizi görüyor. Susarak kaçamazsınız. Halk sizin ne yaptığınızdan haberdar, baktığı her yerde sizi görüyor…
'VATANDAŞIN EKMEĞİ İLE KUMAR OYNADINIZ VE KAYBETTİNİZ'
Faiz konusunda sussanız ne, susmasanız ne… Bugün; ilkokul öğrencileri, ortaokul öğrencileri bile sizin yanlış kararlarınızın ceremesini çekiyor… OECD ülkelerinde… Türkiye’deki öğrencilerin tam yüzde 20’si, haftada en az bir gün ‘öğlen yemeği yiyemiyorum, param yetmiyor’ diyor. Böylesine önemli bir konuda nasıl susarsınız? 12 yaşında bir çocuk bile hangi öğün aç kalsam diye bir tercihte bulunuyor… 2018’de bütün yetkiyi elinizde topladınız ve vatandaşın evine götürdüğü ekmek üzerine bir bahse girdiniz. ‘Benim tezim budur’ diyordu. Her konuşmasında söylüyordu. Vatandaşın ekmeği ile kumar oynadınız ve kaybettiniz. 85 milyonu da kaybettirdiniz. Şimdi hiçbir şey yokmuş gibi davranmak yok. Çıkın, ‘benim ilgisizliğim ve inadım yüzünden bu ülke bu hale düştü’, deyin ve özür dileyin…
'EN AZINDAN BİR HELALLİK İSTEYİN'
İnsanlar döviz borcu yüzünden bunalıma giriyorlar. Kendi canına kıyanlar var. Borçlarını ödeyemiyor insanlar, depresyonu giriyorlar. İnsanların kaderi ile oynadınız. En azından, bu vebalin altında kalmayın. Haydi özrü, af dilemeyi bir kenara bırakalım ama en azından bir helallik isteyin. ‘Türkiye’yi başarısız deneyler laboratuvarına çevirdim, 85 milyona da kobay muamelesi yaptım, hakkınız helal edin’ deyin. En azından bunu yapın.
'ÇOK YAZIK'
Bu arkadaşınız, bu ülkenin tam 11 yıl ekonomisinin başında oldu. Petrol fiyatları 20 dolardan 150 dolara çıkarken, dünyada; biz bu memlekette enflasyonu tek haneye düşürdük. Ve tam 10 yıl boyunca tek hanede tuttuk. Bu nasıl oldu? Bu; dürüst ve ehil kadrolarla çalıştığımız için oldu… Sapasağlam bir kadro ile oldu. Ne zaman ki o dürüst, ehil kadrolar uzaklaştırıldı; yanlış talimatlar karşısında dik duran kadrolar sistemden çıktı, bu ülke bu hale düştü. Çok yazık.
'UYGULANAN EKONOMİ POLİTİKASIYLA DÜZLÜĞE ÇIKMAK MÜMKÜN DEĞİL'
Yine bir başka sorun yaşayan kesim çiftçilerimiz. Gerçekten çiftçilerimiz Türkiye’nin her yerinde, her köşesinde feryat ediyorlar. 'Zarar ediyoruz, ne kadar çok üretirsek o kadar çok zarar ediyoruz' diyorlar. Çiftçimizin maliyeti artmış durumda, gıda fiyatları Türkiye’de artmış durumda. Kira enflasyonu ortalama enflasyonun da çok üzerinde. Peki hükümet ne yapıyor? Hükümetin yaptığı bugünkü artışla beraber 8 ayda 8’inci faiz artışını yaptı. Seçimlere giderken Sayın Erdoğan ne dedi, 'Ben iktidarda olduğum sürece faiz artmaz, iner daha da inecek' dedi. Seçimlerden 3 ay önce faizi 8 buçuğa indirdi.
'Daha da inecek' dedi. Seçimlerden sonra 8 ay geçti. 8 ayda 8 kere faiz arttı. Ben hep söylüyorum bu sabah Polatlı'daki toplantımızda da ifade ettim. Dedim ki, 'Cumhurbaşkanımız gelsin 10 tane çiftçiyi etrafına toplasın, Merkez Bankası’nın faizi artınca gıda fiyatları nasıl düşecekmiş anlatsın' dedim. 'Bu hesap nasıl çalışıyor bir anlatsın' dedim. Sıkıntı büyük, gerçekten büyük. Hani bu işleri hiç yapmamış olsak, bilmesek neyse ama tam 11 yıl bu ülkenin ekonomisinin başında olan bir insan olarak söylüyorum, şu anda ki uygulanan ekonomi politikasıyla Türkiye’nin düzlüğe çıkması mümkün değil.
'ENFLASYONUN DÜŞMESİ İÇİN HUKUK, ADALET LAZIM'
Bakın ben ve arkadaşlarım ayrıldık ayrılalı enflasyon yükseldi. 2 haneye çıktı, 3 haneye yürüdü ve bir türlü düşmüyor çünkü enflasyonun düşmesi için öncelikle hukuk lazım, adalet lazım. Enflasyonun düşmesi için her alanda dürüst ve ehil kadroların başa gelmesi lazım. Enflasyonun düşmesi için çiftçimize destek vermek lazım. Gübrenin maliyetini düşürmek lazım. İlacın, yemin maliyetini düşürmek lazım. Elektriğin, mazotun maliyetinin düşmesi lazım. Bu ülkede gıda enflasyonunu düşürmenin yolu buralardan geçiyor. Bunlar olmayınca olmuyor. Sorun büyük her yerde görüyoruz, yaşıyoruz."