• Haberler
  • Siyaset
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Tarihi Kıbrıs Çıkışı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Tarihi Kıbrıs Çıkışı!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Biz müzakereye, görüşmeye, Kıbrıs'ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli havada da bırakmayız' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti Lefkoşa'da, Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Töreni'nde konuştu.

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

Kıbrıs Türk halkının özgürlüğe kavuşmasını sağlayan Barış Harekatı'nın 50. yıldönümünde sizlerle beraber olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Buradan adanın dört bir yanındaki kardeşlerime şahsi selamlarımızla birlikte 85 milyonun selam ve sevgilerini özellikle iletmek istiyorum. Bizleri bağrınıza bastığınız muhabbetle kucakladığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Sözlerimin hemen başında yurdu yaşatmak için can veren kahraman şehitlerimizi rahmetle minnetle yad ediyorum. Vatan için bayrak için istiklal ve istikbalimiz için toprağa düşen yiğitlerin aziz ruhları şad olsun. Kıbrıs Türk'ünün varlığı, hakları ve hürriyeti için cesaretle savaşan gazilerimizin ellerinden öpüyor her birine şükranlarımı sunuyorum. Rabbimden sağlıklı hayırlı ve bereketli ömürler diliyorum. Yine bu vesileyle Kıbrıs Barış Harekatı'nın mimarları olan Dönemin Başbakanı Sayın Bülent Ecevit'i, Başbakan Yardımcısı Profesör Doktor Necmettin Erbakan'ı son nefesine kadar Kıbrıs davası için mücadele eden Alparslan Türkeş ile diğer devlet ve siyaset adamlarımızı rahmetle anıyorum. Kıbrıs Türkleri'nin egemenlik ve özgürlük mücadelesinin önderlerine merhum Doktor Fazıl Küçük ve merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a Allah'tan rahmet diliyorum.

Kuzey Kıbrıs'ın hürriyeti için "Allah Allah" nidalarıyla omuz omuza çarpışan kanları kanlarına karışan Mehmetçikleri ve Mücahitleri de burada bir kez daha kemali edeple yad ediyorum. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramımızı yürekten tebrik ediyorum. Burada öncelikle bir hususu ifade etmek isterim; Bugün tıpkı yarım asır önce olduğu gibi yine tek yüreğiz, tek bileğiz. Anavatan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak sırt sırtayız. İktidar muhalefet ayrımı olmadan bugün burada bulunmamız Türkiye'nin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Bugün burada bulunmamız Türkiye'nin ve Türk milletinin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Kuzey Kıbrıs bizim göz bebeğimizdir. Canımızdan bir parçadır. Burası bize sadece şehitlerimizin değil, aynı zamanda Hazreti Osman'ın sahabinin bu toprakları fetheden kahraman ecdadımızın da emanetidir. İnşallah bu emanete sıkı sıkıya sahip çıkmayı sürdüreceğiz.

Varlıklarıyla Kıbrıs Türk'üne cesaret aşılayan ortak gururumuzu paylaşan 85 milyonun sizlerin yanında olduğunu haykıran tüm siyasetçilere siyasi partilerimizin genel başkanlarına da hasseten teşekkür ediyorum. Milli meselelerde ortaya koyduğumuz ortak dayanışma tablosunu inşallah güçlendirerek devam ettireceğiz. Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim eylesin diyorum. Bugün burada sadece kahramanca bir mücadeleyi anmak için değil, aynı zamanda tarihi gerçekleri bir kez daha haykırmak için de bulunuyoruz. Kıbrıs Barış Harekatı'nın ne için yapıldığını, Türkiye'nin böyle bir kararı ne için aldığını daima akılda tutmak zorundayız. 

KIBRIS TÜRKÜ'NÜN YALNIZ OLMADIĞINI GÖSTERDİK

Bakınız 1963 1974 yılları Kıbrıs Türkleri için adanın yüzde 3'lük bir kısmına hapsedildikleri, kan, gözyaşı, zulümle dolu bir dönem demekti. Kıbrıs Türk halkı hem kurucusu ve ortağı olduğu devletten dışlanıyor hem de eli kanlı EOKA'nın insanlık dışı baskı ve saldırılarına maruz kalıyordu. Adaya konuşlandırılan Birleşmiş Milletler Barış Gücü bile cinnet furyasını durduramadı. Katliamın önüne geçemedi. 1974 yılına gelindiğinde Kıbrıs Türk'ünün varlığına kasteden insanlık dışı saldırılar zirveye ulaşmıştı. Tam 50 yıl önce bugün kahraman Mehmetçik Kıbrıs Türk'ünün istiklaline vurulmak istenen hançeri sökmek üzere tarihi bir adım attı. 20 Temmuz 1974 Anavatan ve garantör ülke olarak uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimizle tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumlulukla harekete geçtiğimiz tarihtir. İnsan olmak vicdan sahibi olmak bize ne sorumluluk yüklüyorsa Türkiye olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirdik. O gün tüm dünyaya Kıbrıs Türk'ünün yalnız olmadığını ve asla yalnız bırakılmayacağını gösterdik. 

Rumların ateşe verdiği ekin tarlalarına gül bahçesine girer gibi paraşütle indirme yapan Mehmetçiğimiz mayın döşenmiş sularda Barbaros misali ilerleyen Denizci Leventlerimiz cesaretlerini bir kez daha tarihe kazımıştır. Kıbrıs Barış Harekatı Kıbrıs Türk'ünü zulümden kurtararak özgürlük ve refaha kavuşturmuş geleceğe güvenle bakmasını sağlamıştır. Doktor Fazıl Küçük o tarihi günü şöyle anlatıyor; 20 Temmuz sabahı doğan güneş Kıbrıs Türk'ünün 11 yıllık karanlığını silip götürmüş özgürlüğü getirmişti. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise 20 Temmuz ömrümün en mutlu günü diyerek yaşadığı duygu selini ifade ediyor. Şunun bilinmesini isterim; O gün burada hangi coşku, sevinç ve gurur hakimse bugün Türkiye'de aynı bayram havası hakimdir. Bugün de bayram olarak kutladığımız 20 Temmuz'u Kıbrıs Türk halkının barış ve istikrar özlemi ve idealleri doğrultusunda egemenlik haklarının ve eşit statüsünün korunmasının sembolü olarak görüyoruz. 

Adanın güneyinde ise maalesef kendilerini Kıbrıs adasının tek hakimi olarak gören şımarık bir zihniyet var. Öyle bir vehamet ile karşı karşıyayız ki, Rum lider EOKA teröristlerini anma törenlerine katılıyor. Kıbrıs Türk'ü kardeşlerimiz güneye geçtiklerinde saldırıya uğruyor, tutuklanıyor, güneydeki camiler kundaklanıyor. Rumlar Kıbrıs Türk'ü ile siyasi gücü ve adanın doğal kaynakları da dahil ekonomik refahı paylaşma niyetlerinin olmadığını açıkça ortaya koyuyor. İşte geçenlerde maalesef Yunanistan Savunma Bakanı yine akla ziyan açıklamalar yaptı. Sayın Miçotakis'le yurt dışında bir araya geldik ve kendilerine ayın 20'sinde biz Kuzey Kıbrıs'tayız, duydum ki, sen de güneydesin, herhalde oradan Dendias gibi bizlere sataşma yapmazsın... ve böyle bir şey düşünmediğini söyledi. Böyle bir şey düşünmüyorsan mesele yok dedik yola devam.

Bölgede devam eden çatışmalar karşısında tüm adanın güvenliğini tehdit etme riski olan son derece sorumsuz adımlar atılıyor. Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Adadaki gerçekleri görmezden gelerek hiçbir yere varılmaz. Kıbrıs'ta federal bir çözümün mümkün olmadığına inanıyoruz. Müzakerelere yıllar önce İsviçre'de bıraktığımız yerden devam edelim demenin kimseye faydası yoktur. Bakın biz müzakereye görüşmeye Kıbrıs'ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli havada da bırakmayız. Tarih boyunca bu konudaki hüsnüniyetimizi defalarca gösterdik. En son Burgenstock'ta gösterdik.

Bugüne kadar çözümü samimiyetle isteyen bunun için fedakarlıkta bulunan riski alan irade sergileyen taraf Kıbrıs Türk'ü ve Türkiye olmuştur. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ın 2021 Nisan ayında Cenevre'de yapılan toplantıda ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonu çok kıymetlidir. Kıbrıs Türk tarafı Rum tarafıyla her alanda eşit olarak müzakere masasına oturmalıdır. O yüzden çözüm istiyorsanız Kıbrıs Türk'ünün müktesep haklarını tescil edin diyoruz. Adanın garantör ülkelerinin liderlerinin her iki devleti de beraberce ziyaret edecekleri günleri de göreceğimizi ümit ediyorum. Bu içten temennimi NATO Washington zirvesinde görüştüğüm Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis'e de bizzat söyledim. Türkiye'yle Yunanistan arasındaki diyalog zemininin güçlendirilmesi Kıbrıs meselesinin çözümüne de şüphesiz katkı yapacaktır.

Burada şunu da çok net biçimde vurgulamak durumundayım; Uluslararası alanda etkin iç hukuk yolu olarak tanınmış olan Taşınmaz Mal Komisyonu adada mülkiyet konusunda çözümün yegane adresidir. Bunun dışında başka yollara tevessül edenler Kıbrıs Türk'ünü baskı altına alarak hedeflerine ulaşacağını zannedenler büyük bir yanılgı içindedir. Ne biz oldu bittilere müsaade ederiz ne de Kıbrıs Türk halkı tehditlere boyun eğer. Adanın kadim ve asli unsuru Kıbrıs Türkleri'nin yok sayılması mümkün değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınması ve iki devletli çözümün hayata geçmesine yönelik gayretlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Şuşa'da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı gayrıresmi zirvesine Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ın iştiraki bunun en son örneği oldu. Bu süreçte sergilediği dirayetli liderlik için Azerbaycan Cumhurbaşkanı kardeşim Sayın Aliyev'e de buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Kıbrıs Türk'ünün haksız ve hukuksuz şekilde maruz bırakıldığı izolasyonun kırılması ambargonun kaldırılması için çabalarımız daha da artacak. Şehitlerimizin kanları üzerinde kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet haline gelmesi için desteğimiz bakidir. 2024 İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması'nda yer alan bütün hususların süratle uygulanması için gereken desteği veriyoruz, sonuna kadar da vereceğiz Belediyelerimiz ve resmi kurumlarımız geniş bir yelpazede pek çok projeyi Kuzey Kıbrıs'ın dört bir yanında hayata geçiriyor. 

Ulaştırmadan tarım ve sulamaya, turizmden güvenliğe, konuttan afetlere hazırlığa kadar her alanda Kıbrıs Türk halkının yanındayız ve destekçisiyiz. Bu vesileyle Kıbrıslı genç kardeşlerimle şu müjdeyi paylaşmak istiyorum; Temmuz ayı itibarıyla artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerin katkı payı ve öğrenim ücreti bakımından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerle aynı esaslara tabi olmasını kararlaştırdık. Aldığımız bu kararın Türk üniversitelerinde eğitim görmek isteyen Kıbrıs Türk'ü öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye olarak Kıbrıslı kardeşlerimizle ekmeğimizi de suyumuzu da geleceğimizi de paylaşmaya devam edeceğiz. 50 yıl önce bu topraklarda tesis ettiğimiz barış ve huzur ortamını inşallah muhafaza edecek bunun zedelenmesine izin vermeyeceğiz. Bu düşüncelerle, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramımız Kıbrıs Türk halkına ve Türk milletine hayırlı olsun diyorum. Barış Harekatı'nda şehit olan Mehmetçik ve mücahitleri tekrar rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyorum. 

Bakmadan Geçme