- Haberler
- Siyaset
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Din Adamlığı ile Şovmenlik Aynı Kisvede Bulunamaz Derken Kimi Kastetti?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Din Adamlığı ile Şovmenlik Aynı Kisvede Bulunamaz Derken Kimi Kastetti?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen 7. Din Şûrası'nda yaptığı konuşmada sosyal medyadan açıklamalarda bulunan din adamlarına dikkat çekti. Erdoğan'ın 'Din adamlığıyla şovmenlik aynı kisvede bulunamaz' sözleriyle kimi kastettiği merak konusu oldu. Detaylar haberimizde?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen 7. Din Şûrası'nda konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasında en çok dikkat çeken noktalardan birisi de din adamlarına yönelik eleştirileri oldu.
Erdoğan, son günlerde sosyal medyadan yapılan dini tartışmalara tepki göstererek "Alimlerimiz en hassas konuları sosyal medyaya taşıyarak tehlikeli bir yola giriyor. İlim erbabı arasında konuşulması gereken konular ulu orta yapılıyor. Din adamlığıyla şovmenlik aynı kisvede bulunamaz. Şöhret hastalığı samimiyetin ortadan kalkmasına sebep olur" ifadelerine yer verdi.
Erdoğan'ın bu ifadeleri kullanırken isim belirtmezken kimi kastettiği ise merak konusu oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından sosyal medyada en çok açıklamada bulunan ve zaman zaman polemik konusu olan Halil Konakçı ve Cübbeli Ahmet ismiyle bilinen Ahmet Mamhut Ünlü isimleri ön plana çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
"Dijital hareket, yeryüzündeki tüm semavi dinleri özellikle İslam'ı hedef alıp yıpratmak suretiyle yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir. Dijital dünya küresel ölçekte tüm değerleri tahrip ederken Müslümanları ve özellikle de ehli sünnet akaidini doğrudan hedef tahtasına koyuyor. Dijital alemin sadece bir kapitalist araç olmadığını, sadece para kazanma, sadece eğlence amacı gütmediğini fark etmemiz gerekiyor. Dijital inanç sistemleri karşısında Müslümanların tüm değerleriyle korunabilmesi için acil önlemler alınmalı ve hayata geçirilmelidir. Dijital tekno kültürü yönetenlerin bir taraftan ciddi paralar kazanırken diğer taraftan kendi inanç, yaşam tarzlarını yeni nesillere zerk ettiğini görüyoruz. Yapılması gereken, 7. Din Şurası'nın da ana temasını oluşturan dijitalleşen dünyada diyanet hizmetleri yeniden değerlendirilmelidir.
Coğrafyamızdaki her ırkın çimentosu İslam'dır, bize kazandırdığı kardeşlik ruhudur. Özellikle Türkleri, Kürtleri, Arapları bir arada tutan ortak dinimizdir. İslam varsa bayrak vardır, vatan vardır, hürriyet vardır, hepsinden öte İslam varsa Türkiye vardır. Toplumun çimentosu mukaddesatımıza yönelik girişimler milli güvenlik sorunudur, başta RTÜK, ilgili kurumlarımız hızla tedbirleri devreye almalıdır. İnsanlarımızın sırf inancı, dış görünüşü dolayısıyla aşağılanmasına, üç beş kendini bilmezin reyting savaşına meze yapılmasına müsaade edemeyiz. 2024 Türkiye'sinde, 28 Şubat'ı hortlamaya çalışanlara göz yummayız, böyle bir atmosferin oluşmasına da asla fırsat vermeyiz. Din adamlığıyla şovmenlik aynı kisvede bulunamaz. Şöhret hastalığı samimiyetin hüsnüniyetin ortadan kalkmasına neden olur, bunun vebali ağırdır."