• Haberler
  • Gündem
  • Erdoğan: Bir Dönem Tek Parti Bir Dönem Vesayetin Bir Dönem FETÖ'nün Güdümüne Giren Adaleti Temizledik

Erdoğan: Bir Dönem Tek Parti Bir Dönem Vesayetin Bir Dönem FETÖ'nün Güdümüne Giren Adaleti Temizledik

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni''ne katıldı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni''ne katıldı. 

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne hepiniz hoş geldiniz. Bugünkü kura törenimizle görev yerleri belli olacak hakim ve cumhuriyet savcılarımızı tebrik ediyorum. Her şeyden önce adalet içinde yaşadığımız evrenin ruhudur, şayet bu ruhu kaybedersek diğer hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Adaletin kaybolduğu toplumların kısa sürede yıkılıp gittiğini gördük. Adaletin önemine bilhassa vurgu yapıyoruz. Medeniyet dediğimiz olgu da ancak adaletin olduğu yerde ortaya çıkar. Sizler devlet ve toplum bakımında işte böyle hayati bir görevi yerine getirmek için seçilmiş kişilersiniz. Bu vazifeyi inşallah alnınızın akıyla yerine getireceksiniz. 

"ADALET TEŞKİLATIMIZI DARBECİ ZİHNİYETTEN TEMİZLEDİK"


Cumhuriyet tarihimizin en büyük katılım atılımlarına imza atarken, adaleti 4 temel önceliğimizden bir olarak belirledik. Bir yandan anayasamızda ve temel kanunlarımızda gereken düzenlemeleri Meclisimizle birlikte hayata geçirmek diğer yandan adalet teşkilatımızı güçlendirmek için çalışıyoruz. 

Bir dönem tek parti faşizminin, bir dönem vesayetin, bir dönüm FETÖ'nün güdümüne giren adalet teşkilatımızı yeniden milletimiz adına karar veren bir güç haline getirmek için çok uğraştık. Hep birlikte 28 Şubat döneminde yargı desteği ile postmodern darbe yapıldığına da 17-25 Aralık'ta ve 15 Temmuz'da yargı desteği ile darbe teşebbüsünde bulunulduğuna da şahit olmadık mı? Adalet teşkilatımızı darbeci zihniyetten de temizlemeye çalıştık. 

"NELER OLACAĞININ TAHMİN BİLE ETMEK İSTEMEZDİK"


Merdiven altı bir anlayışla yürüyen bir sistem vardı ama artık şimdi öyle değil. Şimdi dört dörtlük fiziki imkanlarla halkına hizmet veren bir yargı var. Terör örgütlerinin güvenlik güçlerimizle birlikte yargıyı da hedef aldığı zamanlar oldu. Daha geçen hafta Çağlayan Adliyesi'nde teröristler hakim ve savcılarımıza ulaşabilselerdi neler olacağını tahmin bile etmek istemezdik. 

Yasamasıyla yürütmesiyle yargısıyla ülkemizin güvenliğini, huzurunu güçlendirmek için hep birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Verdiğimiz mücadeledeki onurlu duruşumuz evlatlarımıza miras bırakacağımız iftihardır. Hakimlerimiz ve savcılarımız milletimizin omuzlarına yüklediği vazife sürecinde bu ülkenin hedeflerine ulaşmasına kimse engel olamaz.

8. YARGI PAKETİNDE NELER YER ALIYOR?


Yargının hala çözüm bekleyen sıkıntıları var. Bir kısmı yargı kurumları arasındaki anlayış farkından kaynaklanıyor. Adalet sistemimizin mevzuat altyapısını güçlendirmek için başlattığımız reformları kesintisiz devam ediyoruz. Yargı Reformu strateji belgemizi 2009 yılında kamuoyuyla paylaştı. Geçtiğimiz günlerde Gazi Meclis'ine sunulan 8. Yargı paketi bu stratejik adımlarından biridir.

İtiraz, istinaf, temyiz yollarındaki başvuru süresi 2 hafta olarak düzenleniyor. Adli para cezaları günümüz şartları yeniden değerlendirilerek güncelleniyor. Hükümlülere vasi atanması işlemi otomatik olmaktan çıkarılarak bu bireylerin kendi kararlarına bırakılıyor. 

"BİZ TARAF DEĞİL HAKEMİZ"


Kurumların birbiriyle uyumlu çalışmaları, kurumların sınırlar içinde faaliyetini yürütmesi devletin işleyişi bakımından hayati öneme sahiptir. Kurumlarımızın son dönemde kendilerini yıpratan bazı müessif tartışmalara şahit oluyoruz. Bu konumda taraf değil hakemiz. Bize düşen yüksek yargı kurumları arasındaki tartışmalarda taraf değil sorunu çözecek mekanizmaları işletmektir.

Yargıya dahil her tartışmada sokağı adres gösterilmesi siyasi kurumun asli görevini inkar etmek demektir. Biz ülkenin ve milletin her meselesi gibi yargının içindeki sıkıntıları da çözmenin de görev bilincinde olduğumuzu bilerek hareket ediyoruz.

DANIŞTAY'IN FETÖ KARARINA TEPKİ


Yüksek yargı kurumlarımızın Anayasa’da belirtilen tanımlarında belirsizlik söz konusudur. Bu kurumlarımız arasında eskiden beri bir hiyerarşi yaşandığını biliyoruz. Vazife tanımlarıyla konumları belirlenen yüksek yargı kurumlarımız arasındaki sorunu gidermeliyiz.

Danıştay'ın verdiği tartışmalı kararlarda bazı hususların daha kesin bir şekilde ortaya konulmasının şart olduğuna işaret ediyor. Yüksek yargıda ihtilafı gidermek zorundayız.

Bakmadan Geçme