Muhalefetten 2024 Bütçesine 'Vatandaş' Şerhi
Muhalefet vergi oranlarının arttığı, faiz ödemlerinin ise halkın sırtına kambur olarak öne çıkacağı 2024 yılı bütçesi ile ilgili önemli tespitlerde bulunarak şerh koydu. Muhalefet, bütçenin vatandaşa işsizlik, daha ağır ekonomik şartlar gibi büyük yük getireceğine şerhte dikkat çekti.
Muhalefet partilerinden Saadet Partisi ve Gelecek Partisi, bütçe şerhinde, “Halka kırbacı vurma, garibanı ezme, mazlumu inletme bütçesi” diye nitelendirdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise, “2024 bütçesinde faiz giderlerinin 2023 yılına göre yüzde 94.1, vergi gelirlerinin de 2023 yılına göre yüzde 73.5 artış gösteriyor” ifadeleri yer aldı.
Muhalefetin tepki gösterdiği, artan vergiler nedeniyle vatandaşında sıkıntılı bir dönem geçireceği 2024 yılı ile ilgili betçe ile ilgili ağır eleştiriler var. Saadet Partisi ve Gelecek Partisi milletvekillerinin oluşturduğu SAADET Meclis Grubu, 2024 bütçe kanun teklifine ilişkin karşı görüşlerini içeren 233 sayfalık muhalefet şerhinde şunlar yer aldı;
VATANDAŞIN YAŞAM KALİTESİNE YANSIMAZ
Türkiye’deki mevcut ekonomik tablonun mercek altına alındığı şerhte, büyüme rakamlarına değinildi ve “Türkiye'nin ekonomik büyüme rakamları, hükümetin kendi belirlediği hedeflerin üzerinde gözükse de bu, vatandaşlarımızın yaşam kalitesine yansıyan bir büyüme değildir” ifadeleri kullanıldı. Türkiye’nin tüketim odaklı büyüdüğüne ve yatırım odaklı büyümenin sınırlı kaldığına dikkat çekilen şerhte, “Özellikle kişisel tüketim harcamalarının büyümeye katkısı daha yüksek oranda gerçekleşmektedir. Büyümenin hizmet sektörü ve kişisel tüketim üzerinden gerçekleşmesi enflasyonist bir zemin ortaya çıkarmakta ve enflasyon üreten bir büyüme şekli oluşturmaktadır” denildi.
‘ÖĞRETMENLER TEMİZLİK İŞÇİLİĞİ, MÜHENDİSLER FOTOKOPİCİLİK YAPMAK ZORUNDA KALIYOR’
Şerhin işsizlik başlıklı bölümünde genç işsizlik ile genel işsizliğin birbirine paralel seyrettiği ifade edildi, istihdam politikaları şu ifadelerle eleştirildi: “Öğretmenler temizlik işçiliği, hukuk fakültesi mezunları çaycılık, mühendisler fotokopicilik yapmak zorunda kalmaktadır. Eğitimlerine uygun olmayan işlerde çalışan gençlerin ülke ekonomisine sunduğu katma değer oldukça sınırlı seviyede kalmaktadır. Betona yapılan yatırımlar ve ucuz işgücüne dayalı ihracat genç işsizliğini azaltmamaktadır. Ne ilginçtir ki ülkemizde işsizlik en çok yükseköğretim mezunu gençleri arasında yaygındır. İş bulamadığı için ekonomiye katkı sunmayan her genç ülke ekonomisine artı bir yüktür.
‘ENFLASYONDA, YOKSULLUKTA, GIDA FİYATLARINDA ŞAHLANDIK’
Enflasyona ilişkin değerlendirmeler yapılan şerhte, “21 yıldır ülkemizi yöneten AK Parti iktidarında birçok sorun yeniden başlangıç seviyesine dönmüş durumdadır” denilirken şu ifadeler kullanıldı:
“AK Parti 2018 Seçim Beyannamesinde, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeni bir şahlanış dönemine gireceğiz' denilmektedir. Geldiğimiz noktada gerçekten şahlandık! Bu Şahlanış Başka bir Şahlanış. Peki nerede şahlanış yaşadık? Enflasyon oranlarında, dolar kurunda, gıda fiyatlarında, akaryakıt fiyatlarında, yasaklarda, yoksullukta muazzam yükseliş yaşanmıştır. 2017 yılında yüzde 11,92 olan tüketici enflasyonu 2023 Ekim dönemi için yüzde 61,36’ya ulaşmıştır.”
‘2023’Ü NE KADAR TUTTURDUNUZ Kİ, 2053 HEDEFLERİ KOYUYORSUNUZ?’
AK Parti Hükümeti’nin 2011 seçim beyannamesinde ortaya koyduğu 2023 hedefleri hatırlatıldı: “Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemizi hak ettiği noktaya taşıyacak hedefler 12 yıl boyunca her dönem bir retorik olarak kullanıldı ve bu söylem üzerinden seçmenden oy istendi. Fakat bu hedeflere ulaşma çabası tam bir fiyasko ile sonuçlandı. Şimdi de tüm hedeflerini ıskalamış müflis bir iktidar olarak milletimizin önüne 12. Kalkınma Planı ile birlikte 2053 hedefleri koymaktadırlar. 2023 hedeflerini ne kadar tutturdunuz ki, 2053 hedefleri koyuyorsunuz?”
‘BÜTÇE GEÇİCİ ÇÖZÜMLER VE POPÜLİST HARCAMALARLA DOLU’
Şerhte 2024 bütçesi için, “Bütçe, yüksek enflasyon ve dış borç yükü altında boğuşan ekonomiye yönelik ciddi tedbirler almak yerine, geçici çözümler ve popülist harcamalarla doludur. Kamu harcamalarındaki artış, verimlilikten yoksun ve sürdürülebilir olmayan bir büyümeyi teşvik ederken, vergi politikalarındaki değişiklikler, sosyal adaleti zedeleyerek gelir dağılımı dengesizliklerini daha da artırmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
‘FAİZ ÖDEMELERİ ORANTISIZ BÜYÜK’
2024 bütçe kalemlerinin sınıflandırılmasına dair en çok dikkat çeken hususun faiz ödemelerinin bütçedeki orantısız büyüklüğü olduğuna dikkat çekilen şerhte, şöyle denildi: “Faiz ödemelerinin yüksek oranı, hükümetin borçlanma stratejisinin ülkenin mali sağlığı üzerinde oluşturduğu baskıyı ve ekonomik kırılganlığı işaret etmektedir.”
Şerhte, cari transferler ve sermaye giderleri için de, “Cari transferler ve sermaye giderlerinin yüksek oranları, bütçe kaynaklarının stratejik ve verimli bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı konusunda şüpheler uyandırmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
2024 BÜTÇESİNDE ŞİMDİDEN AÇIK VAR, FAİZ GİDERLERİ YÜZDE 100 ARTACAK
Tüm bakanlıkların bütçelerinin detaylı bir biçimde incelenerek eleştirildiği şerhin sonuç bölümünde devletin giderlerinin 11 trilyon 89 milyar TL, gelirlerinin ise 8 trilyon 437 milyar TL olduğu ve daha 2024 başlamadan 2 trilyon 652 milyar TL bütçe açığı bulunduğu belirtildi ve “2023’te oluşan yüksek bütçe açığından dolayı 2024 yılında ödeyeceğimiz faiz giderlerinin neredeyse yüzde 100 artarak 1,25 trilyon TL olacağının öngörüldüğünü görmekteyiz” dendi.
‘HALKA KIRBACI VURMA, GARİBANI EZME, MAZLUMU İNLETME BÜTÇESİ’
Hükümetin bütçe açığını vergilerle kapatacağının anlaşıldığı kaydedilen şerhte şu ifadeler kullanıldı: “Tüm vergi gelirlerinin en az yüzde 50’sinden daha fazlası dolaylı vergilerden, yani zar zor geçinen yoksul halk kesiminden temin edilecektir. Çok üzülerek görüyoruz ki bu bütçe ekonomiyi tekrar diriltme bütçesi değil, halka kırbacı vurma, garibanı ezme, mazlumu inletme bütçesidir. Hükümet zengin olan kesimden alacağı vergiyi artırmayı tercih etmemiş, bunun yerine köylüsünden esnafına, işçisinden emeklisine tüm dar gelirlilerin üstündeki eziyetini artırmayı tercih etmiştir.”
CHP’DE ‘VATANDAŞIN ALEYHİNE OLACAK’ DEDİ
CHP’nin bütçe ile ilgili hazırladığı şerhte ise, şu hususlara dikkat çekildi; “Bütçenin en önemli özelliği devleti yönetenlerin kimi temsil ettiğini kime hizmet ettiğini yani iktidarın sınıfsal niteliğini ortaya koymasıdır. Devletin hangi sosyal sınıfa dayandığının en bariz göstergesi bütçedeki ekonomik dağılımdır” ifadesi kullanılan şerhte, 2024 bütçesinde faiz giderlerinin 2023 yılına göre yüzde 94.1, vergi gelirlerinin de 2023 yılına göre yüzde 73.5 artış gösterdiği belirtildi. Bütçe açığının da 2023 yılına göre yüzde 62.5 artığı kaydedildi.
'VERGİ GELİRLERİNİN FAİZ GİDERLERİNİ FİNANSE ETME ORANI ARTMAKTADIR'
Bütçe açığının gayri safi milli hasılaya oranının yüzde 6,4 olacağının öngörüldüğü şerhte, bunun vergi gelirlerinin faiz giderlerini finanse etme oranının arttığı anlamına geldiği ifade edildi.
Şerhte 2024 yılında toplanması düşünülen vergilerin yaklaşık dörtte üçünün maaşlı ücretli çalışan işçi ve memur kesiminden alınacağı da belirtildi.
'DELİK DEŞİK EDİLMİŞ BİR VERGİ SİSTEMİNİN SÜRDÜRÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİL'
Vergi ayrıcalıklarının boyutunu görmeden bütçenin ve vergi sisteminin bütününü kavramanın mümkün olmadığı belirtilen şerhte, "İstisna ve muafiyetlerle delik deşik edilmiş bir vergi sisteminin sürdürülmesi artık mümkün değildir ve bu durumun acilen değiştirilmesi gerekir" denildi.
'LONDRA TEFECİLERİNE 1 MİLYAR 254 MİLYON, SOSYAL YARDIMLARA 497 MİLYAR TL'
Şerhin sosyal yardımlar kısmında "İktidar 2024 yılında bütçede faiz harcamaları için yaklaşık sayıları sınırlı rantiye sınıfına ve Londra tefecilerine 1 milyar 254 milyon TL ödenek ayırırken, Kur Korumalı Mevduat için yapılacak ödemeleri temmuz ayından itibaren Merkez Bankasını görevlendirmek suretiyle gizlerken, bütçeden 85 milyonluk kitle için 2024 yılında yapılacak sosyal harcama tutarı 497 Milyar TL tutarında bulunmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Şerhte, bütçenin faiz ödemelerine ayrılan kısmının Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesinin yaklaşık 4 katı olduğu belirtildi.
'TÜRKİYE, ASGARİ ÜCRETLİLER ÜLKESİ HALİNE DÖNÜŞMEKTEDİR'
Asgari ücrete de değinilen şerhte şu ifadeler kullanıldı: "Asgari ücretteki artış oranının diğer emek gelirlerine yansımaması, düşük toplu iş sözleşmesi kapsamı ve sendikalaşma oranları, asgari ücreti ortalama ücret haline getirmektedir. Türkiye’de diğer emek gelirleri artışının sınırlı kalması sonucunda asgari ücret ile diğer ücretler arasındaki makas kapanmakta, asgari ücret civarı ücretle çalışanların oranı artmaktadır. Giderek artan bir biçimde daha çok emekçi asgari ücrete yakın ücretlerle çalışır hale gelmekte. Türkiye hızla asgari ücretliler ülkesine dönüşmektedir."
'AYM VE YARGITAY ARASINDA YAŞANAN DEVLET KRİZİDİR'
Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasındaki krize de değinilen şerhte, "Toplumun hak kullanımı suç olarak algılanmakta, anayasal düzeni bozmaya karşı bir darbe girişimi ise basit bir hukuki tartışma gibi gösterilmek istenmektedir. Bu siyasi kriz ile devletin temel organlarının işlevsiz hale getirilmesi amaçlanırken bir yandan da toplumsal muhalefetin caydırıcı cezalarla güç kaybetmesi hedeflenmektedir. Bu nedenle söz konusu kriz, kişi ve söylemlerin ötesinde bir devlet krizi haline gelmiştir" denildi.
'SEÇİMLE GELENİN SEÇİMLE GİDECEĞİ BİR DÜZEN KURMAK ZORUNDAYIZ'
Şerhin yerel yönetimler başlığında belediyelere kayyım atanması ve başkanların görevden alınmasına değinilen şu ifadelere yer verildi:
"Seçimle gelenin seçimle gitmesini güvence altına alacak, yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son verileceği, seçilmiş yöneticilerin görevlerine bir yargı kararı olmadıkça son verilememesini güvence altına alınacağı" bir düzeni kurmak zorundayız."