Ortadoğu için korkunç iddia Savaş çemberi genişleyebilir
ABD'nin Ortadoğu'da İsrail'i şartsız tam desteklemesi ve birliklerini, gemilerini Ortadoğu'ya konuşlandırması bölgede gerginliğin artmasına yol açtı. Gazze, Lübnan, Suriye, Batı Şeria, Irak, Yemen ve İran tarafından saldırı altında olduğunu iddia eden İsrail 'çok cepheli bir savaşın da alarmını veriyor.
İddianın yer aldığı CNN International’da yapılan geniş çaplı analiz ve ülkelerden gelen açıklamalara göre, Ortadoğu ile ilgili iddia korkuttu. İşte o iddia…
ABD birliklerine ve ticari gemilere yönelik saldırıların artması ve sıklıkla İran ve destekçilerinin dahil olduğu olaylar, İsrail'in Gazze'deki savaşının ciddi siyasi ve ekonomik sonuçlar doğuracak bölgesel bir çatışmaya dönüşebileceği yönünde yeni endişelere yol açıyor.
Amerikan servis personelinin daha da tehlikeli bir ateş hattına girmesi ve çok sayıda İHA saldırısının ardından ABD ve müttefik deniz kuvvetlerinin yüksek alarma geçmesiyle, kötüleşen durum Beyaz Saray için tatil döneminin gergin geçmesine yol açıyor.
ABD'nin savaşta ölüm ihtimalinin artması ve Hint Okyanusu'ndan Kızıldeniz'e ve Irak, Suriye, Lübnan ve İsrail'e kadar uzanan ve kötüleşen güvenlik durumu, hoş karşılanmayan yeni bir dış krizi temsil ediyor. ABD'nin çatışmanın yoğunluğunu azaltılması yönündeki baskısına rağmen İsrail'in, Gazze'de Hamas'a karşı savaşının aylarca süreceği yönündeki uyarıları, savaşın kontrolden çıkıp ABD'yi daha da savaş çemberine sürükleme olasılığını artırma tehdidini taşıyor.
KORKULAR KÖRÜKLENİYOR
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırıda 1.200 kişinin ölmesi ve İsrail'in Gazze'ye saldırı başlatmasının ardından bölgesel bir savaşın patlak verebileceği yönündeki ilk endişeler, İsrail ile Lübnan'daki Hizbullah güçleri arasında bölgedeki en hassas cephelerden birinde yaşanan sınırlı çatışmalara rağmen hemen gerçekleşmedi.
Biden, pazartesi günü Irak'ta Hizbullah milisleri tarafından ABD öncülüğündeki koalisyonun kullandığı Erbil Hava Üssüne insansız hava aracıyla saldırarak bir Amerikan askerinin ağır yaralanmasına neden olmakla suçladığı Hizbullah'a ait tesislere hava saldırısı düzenlenmesi emrini verdi. Ayrıca pazartesi günü gerçekleşen Erbil Hava Üssü saldırısı, İran'a bağlı vekil grupların Suriye ve Irak'ta terörle mücadele operasyonları yürüten ABD güçlerine karşı gerçekleştirdiği son saldırı oldu.
"FİLİSTİN HALKINA TAM DESTEK VE DAYANIŞMA"
Kızıldeniz'deki ABD savaş gemileri son birkaç haftadır Yemen'deki Husi güçleri tarafından ateşlenen insansız hava araçları ve füzelerle mücadele ediyor. Husi güçlerinin sözcüsü Yahya Sare'e, X sosyal medya platformundan, son iha ve füze fırlatmalarının "Filistin halkına tam destek ve dayanışma" olduğunu söyledi. Daha önce de İsrail güçlerinin Gazze'yi işgalinin ardından İsrail'e giden gemileri hedef aldığını söylemişti.
ABD'li üst düzey bir askeri yetkilinin geçen hafta yaptığı açıklamaya göre İran destekli Husiler geçtiğimiz ay Kızıldeniz'de 14 farklı ticari gemiye en az 100 saldırı düzenledi. Saldırılar, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in Kızıldeniz'de güvenliğe odaklanmak üzere en az 10 ülkeden oluşan bir koalisyon kurulmasına yol açtı.
Gelecekte ABD askerlerinin öldüğü ya da donanma varlıklarının ciddi hasar gördüğü olaylar, son üç başkanın bölgeden çekilmeye çalışmasının ardından Washington'a Orta Doğu'nun daha da derinlerine çekilmekten başka seçenek bırakmayacaktır.
ABD hükümetinin eski rehine kurtarma direktörlerinden Christopher O'Leary Salı günü yaptığı açıklamada bölgedeki durumun şu ana kadar en kötü senaryolara yaklaşmadığını ancak kötüleşme potansiyelinin her zaman mevcut olduğunu söyledi.
O'Leary, "İsrail-Hamas savaşı, direniş ekseninin, İran kontrolündeki stratejinin, Hamas gibi gruplar, Filistin İslami Cihad, Hizbullah, Kataib Hizbullah ve Husiler gibi vekil gruplar aracılığıyla bölgesel nüfuz ve güç elde etme planının bir parçasıdır" dedi.
O'Leary, "Dolayısıyla, sürekli saldırılar olmasına rağmen, Kızıldeniz'deki gemilere yapılan Husi saldırıları da dahil olmak üzere, bunlar bir noktaya kadar ölçülü olmuştur. Ancak bunlar olabileceklere dair uyarılar. Eğer İran gerçekten elini taşın altına koyar ve vekil güçlerini tüm gücüyle destekler ve serbest bırakırsa, evet, Irak ve Suriye'de konuşlu ABD birliklerine karşı gerçek bir bölgesel sorunumuz var demektir."
Irak ve Suriye'deki ABD birliklerinin durumu, İran'a sadık militan grupların kolayca ulaşabileceği bir yerde olmaları nedeniyle özellikle tehlikelidir.