- Haberler
- Savunma Sanayi
- Savaşın Yeni Oyuncuları: İnsansız Sistemler
Savaşın Yeni Oyuncuları: İnsansız Sistemler
Yüzbinlerce yıllık insanlık tarihinin büyük bölümü savaş ve çatışmalarla geçmiştir. Bu süre zarfında insanlığın kullandığı savaş araç gereçleri de sürekli gelişmiş, gittikçe daha vahşi ve güçlü silahlar ortaya çıkmıştır. Yaşadığımız bu dönemin geliştirdiği en yeni silahlar ise insansız silah sistemleri.
Savaş alanındaki devrimler
Savaş alanlarında insanlar, birbirlerini daha hızlı ve kesin bir şekilde öldürebilmek adına birçok yeni araç icat etti. İlk ucu sivri kayalardan yapılan mızrak ve oklardı. Bunların ardından gelen bronz kılıçlar, savaş alanlarında uzun yıllar sürecek bir devrimin kapılarını araladı. Atlarla çekilen savaş arabaları, filler, atlar derken barutun icadı ile ortaya çıkan 2. büyük devrim savaş alanlarını daha kanlı hale getirdi. Barut top ve tüfeklerin icadını mümkün kıldı. Savaşlar artık uzak mesafelerden gerçekleşiyor, ölen kendini kimin öldürdüğünü bile göremiyordu.
Daha sonrasında, 1. Dünya Savaşı döneminde 4 devrim birden gerçekleşti, tank, denizaltı, makineli tüfek ve uçağın ortaya çıkışı. Uçakların ortaya çıkması ile beraber gökyüzü de savaş alanına dahil oldu. Tank ile birlikte ise yüzyılların süvari konsepti yeni bir şekle bürünerek ruhani olarak devam edebilecekti. Bu iki silah sisteminin yanında makineli tüfeklerin icadı da savaş alanlarını tamamıyla değiştirmişti. Denizaltılar ise denizlerin sadece üstünü değil, derinliklerini de savaş alanına dahil etmişti.
Daha sonrasında 2. Dünya Savaşı ve soğuk savaş ile beraber dünya nükleer silahlar ve balistik füzeler ile tanıştı. Yüz binlerce yıllık savaş tarihinin en yıkıcı silahları olan bu ikili, savaş alanlarını sonsuza kadar değiştirdi. Bunların yanında teknolojinin baş döndürücü gelişiminin lokomotiflerinden savaş sanayinin daha birçok yeni ürünü ortaya çıktı, ancak bunlar devrim sayılacak bir değişimi ortaya çıkaramadılar. Ta ki insansız sistemlere kadar.
İnsansız silah sistemleri nedir?
İnsansız silah sistemleri; kara, hava, deniz ve uzayda kullanılan, tamamen veya kısmen insan kontrolüne gerek duymayan silah sistemleridir. Çoğunlukla uzaktan bir operatörün yönlendirdiği sistemler, gerektiğinde ise tamamen kendi kendilerine çalışabilmekte. Bu sistemler gerektiğinde ise tamamen kendi inisiyatifleri ile karar alabiliyor.
BM’nin yayınladığı rapora göre 2021 yılında ilk defa Türk ordusuna ait bir kamikaze drone, Libya’da Hafter güçlerine karşı tamamen kendi kararı ile saldırı düzenleyerek insan öldürdü. Ölü sayısı hakkında net bir bilgi olmasa da bu dünya tarihinde bir robotun bir insanı kendi inisiyatifiyle öldürdüğü ilk vaka olma özelliğini taşıyor.
İnsansız sitemler sırasıyla; hava, kara, deniz olarak 3 sınıfa ayrılıyor. Şu anda en fazla kullanılan insansız sistemler ise insansız hava araçları.
İnsansız hava araçları
Kökenleri 1. Dünya Savaşına kadar uzanan insansız hava araçları, 1. Körfez savaşı ile birlikte ilk kez çok sayıda ve geniş anlamda kullanılarak savaş alanına dahi oldu. Daha sonrasında gelen neredeyse bütün savaş ve çatışmalarda kullanılan bu sistemler, Ukrayna savaşı ile savaş alanının vazgeçilmez birer parçası haline geldi. Esasen keşif, gözetleme, silahlı saldırı, deniz kontrol ve daha birçok görevi yapabilen insansız hava araçları, bu görevler boyunca uzun saatler havada kalabilen araçlar, bu açıdan görevlerini maliyet etkin bir şekilde de gerçekleştiriyor. Özellikle son dönemde sivil kullanıma sunulan küçük drone’lara el bombası veya türevi patlayıcılar bağlayarak gerçekleştirilen saldırılar, savaş alanında görülmemiş bir tedirginliğe yol açmakta. Yine kamikaze drone olarak adlandırılan araçlarla, çok az bir maliyetler pahalı sistemleri devre dışı bırakmak oldukça mümkün.
Dünyada çoğu ülke bu sistemleri kullansa da çok az ülke bu silahları ve onlara ait alt sistemleri üretebilme yeteneğine sahip. Bu ülkelerden birisi olan Türkiye, tüm insansız silah sistemlerinde olduğu gibi insansız hava araçlarında da dünyada sayılı ülkelerin içerisinde bulunuyor. Türkiye’nin dışında ABD, Rusya, Çin, İsrail ve İran insansız hava araçlarının üretiminde dünyada öncü devletler.
Türkiye bu alanda ilk ürünü olan Anka ihadan sonra tb-2, tb-3, aksungur, Anka 3 ve akıncı gibi ileri seviye birçok iha sistemi geliştirdi. Yine kamikaze dron sahasında kargu, yukarda da bahsettiğimiz gibi dünya literatürüne girerek ilk defa kendi kararıyla bir insanı öldürdü. Dünya çapında ise İran’ın Shahed 136 kamikaze drone’u Özellikle Ukrayna savaşında kendinden oldukça söz ettirdi. Yine Rusya aynı savaşta kendi kamikaze drone’u Lancet ile Ukrayna tarafına oldukça fazla zaiyat verdirdi ve savaştaki en başarılı iha sistemi oldu. ABD ise MQ serisi insansız hava araçları ile bu alanda geniş bir yetkinliğe sahip.
İnsansız kara araçları
İnsansız kara araçları, ilk olarak 20. Yüzyılın başlarında prototipler olarak ortaya çıktı. Aktif kullanımları ise ilk olarak 2. Dünya Savaşı döneminde alman ordusu ile birlikte oldu. Alman ordusu o dönem Goliath adında uzaktan kumanda edilen mayın tarama araçlarını kullanmaya başladı. Savaş boyunca 3.000 civarı üretilerek kullanılan araç, insan hayatını riske atmadan mayın temizleme faaliyeti yürütebiliyordu. Savaş sonrasında geliştirmelerine devam edilen insansız kara sistemleri, 2000’li yıllar ile birlikte daha hızlı bir şekilde gelişmeye ve kullanılmaya başladı.
Bugün Türkiye, Rusya, ABD, Çin ve Avrupa’nın ürettiği sistemler; silahlı saldırı, keşif, mayın tarama ve en çok da lojistik operasyonlar için kullanılıyor. Bu alanda orduların ilerleyen dönemde daha ciddi adımlar atması bekleniyor. Ukrayna savaşı boyunca her iki ülkenin de özellikle lojistik ve mayın temizleme operasyonlarında insansız kara araçlarını aktif olarak kullandıkları biliniyor.
İnsansız deniz araçları
İnsansız deniz araçlarının tarihi, aslında oldukça geriye doğru uzanıyor. İlk insansız deniz araçları torpidolar olarak sayılabilir. Torpidoların savaş sahnesinde ortaya çıkışı ile birlikte denizlerde kaos da hiç görülmedik boyutlara ulaştı. İlk geniş çaplı torpido kullanımı 1. Dünya Savaşı döneminde gerçekleşmiş, bundan sonra gelen 2. Dünya Savaşı ile birlikte en üst seviyeye ulaşmıştır. Soğuk savaş yılları boyunca çeşitli insansız gemi ve denizaltı geliştirme programları yürütülmüş, ancak çok boyutlu kullanım gerçekleşmemiştir. 2000’li yıllar ile birlikte, insansız devriye ve keşif botları, daha gelişmiş torpidolar ve kamikaze İda’ların gelişimi hız kazandı.
Ukrayna savaşı ile birlikte insansız deniz araçlarının önemi de ciddi biçimde arttı. Ukrayna’nın Rus Karadeniz donanmasına yaptığı İda saldırıları ile birlikte, dünya ordularının gündeminde de gittikçe daha fazla yer bulmaya başlayan araçlar, Türk ordusunun bu alanda yaptığı çalışmalar ile de potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha gösterdi.
Bu alanda öncü ülkelerden olan Türkiye, kamikaze deniz araçlarının yanında özellikle ulaq gibi insansız deniz devriye botları ve STM 500 insansız denizaltı aracı ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Türkiye’nin nihai hedefi ise insansız hava ve deniz araçlarını koordineli bir şekilde kullanarak deniz sınırlarını korumak.
İnsansız araçlar günümüzde ve ilerleyen yıllarda savaş alanlarında kendilerinde daha fazla söz ettirecek. Tüm bu geliştirilen sistemlerin üzerine insansı askeri robotların da dahil olması ile savaş alanları her zamankinden daha otonom hale gelecek. Geleceğin savaşları bolca kan, ter ve gözyaşının yanında çelik ve yağ da içerecek gibi gözüküyor.