Yılın ikinci yarısında enflasyon düşüşünü göreceğiz
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 'Yılın ikinci yarısında yıllık bazda enflasyon düşüşünü çok belirgin bir şekilde göreceğiz' dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) düzenlendiği TOBB Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası'na katıldı. Yılmaz, 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program ve 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı başta olmak üzere yol haritalarını fikir birliği içerisinde hazırlayarak hayata geçirdiklerini ifade etti. Yapısal reform gündemini yine yatırımcıdan gelen geri dönüşler ve beklentiler yönünde şekillendirdiklerini belirten Yılmaz, Türkiye’nin dört bir köşesinde üretimi, istihdamı, yatırımı, ihracatı üstlenen sektör temsilcilerinin dile getireceği hususların kendileri için son derece kıymetli ve önemli olduğunu vurguladı.
İl ziyaretlerinde de hangi ile giderlerse özel sektörle ve bilhassa ekonominin kanaat önderleri olarak gördükleri oda-borsa başkanları ve üyeleriyle buluşmaya hassasiyet gösterdiklerini ifade eden Yılmaz, “TOBB çatısı altında oda-borsalar aracılığı ile iş dünyamızın bizden talep ettiği pek çok konuyu hayata geçirdik. Mesleki eğitimin yaygınlaşmasından kara gümrük kapılarının modernize edilmesine, lisanslı depoculuk sisteminin ülkemize kazandırılmasından oda-borsaların dijitalleşmesine pek çok adımı birlikte attık. Biz sizlerin yanında olduk, sizler de bizi gayretlerimizde yalnız bırakmadınız” diye konuştu.
Hükümet kanadından ilgili bakanlarla her zaman olduğu gibi üreticilerin yanında olduklarını aktaran Yılmaz, “Ülkemizin ekonomi ve finans alanındaki kazanımlarını artırmaya ve Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla geleceğe güvenle bakmaya kararlıyız. 100 yıllık cumhuriyeti hep birlikte ileriye taşıyacağız” dedi.
Yılmaz, Covid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının devam eden etkileriyle küresel büyümedeki zayıf seyir sürerken jeopolitik risklerin fiyatların oynaklığını ve riskleri artırdığını söyledi.
“Enflasyonla mücadele, mali disiplinin sağlanması, büyümenin dengelenmesi, cari açığın azaltılması ve rezervlerin güçlendirilmesi için çalışıyoruz”
Geçen ay yayınlanan Dünya Bankası Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nda küresel büyüme beklentisinin 2024 yılı için değiştirilmeyerek yüzde 2,4, 2025 yılı için 0,3 puan düşürülerek yüzde 2,7 olarak açıklandığını hatırlatan Yılmaz, “Böyle bir küresel iklimde geçtiğimiz yıldan bu yana ekonomimizde belirsizliği azaltıcı, tüm sektörlerin önünü daha net görebileceği politikaları hayata geçiriyoruz. Enflasyonla mücadele, mali disiplinin sağlanması, büyümenin dengelenmesi, cari açığın azaltılması ve rezervlerin güçlendirilmesi için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
2023 Mayıs seçimleri sonrası güçlü bir siyasi istikrar ortamı sağladıklarını vurgulayan Yılmaz, “Siyasi güven ve istikrar ekonominin de temeli. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü bir iradeyle desteklediği politika belgelerimizle toplumumuzla paylaştık” ifadelerini kullandı.
Bugün açıklanan verilere göre Türkiye’nin 2023 yılında yüzde 4,5 oranında büyüdüğünü ve OVP tahminin üzerine çıktığını açıklayan Yılmaz, “Açıklanan küresel büyüme verilerine göre dördüncü çeyrekte ve 2023 yıl genelinde OECD ve G-20 ülkeleri arasında büyüme oranında ikinci sırada yer alarak küresel ölçekte üst sıralardaki konumumuzu sürdürüyoruz. Ekonomi programımız yatırımcı güvenini tekrar inşa etmeye destek oluyor. 2023 yılı Aralık ayında istihdam edilenlerin sayılarında iyi rakamlar gördük. Büyümemiz istihdam dostu bir büyüme oldu diyebiliriz. Aralık ayında yayımlanan işsizlik oranı 8.8’di yıllık rakam henüz çıkmadı tek haneli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İlk defa tarihimizde 32 milyonun üzerinde bir istihdam rakamına ulaşmış olduk. İhracatımız bir önceki yıla göre yüzde 0,6 oranında artışla 255 milyar dolarla tarihi bir süreç yaşadı. Avrupa başta olmak üzere ihraç pazarlarımızdaki durgunluğa rağmen ihracatımız bu performansı sergiledi” şeklinde konuştu.
2024 yılı Ocak ayında ihracatın yüzde 3,5 arttığını, yaklaşık 20 milyar dolara ulaştığını belirten Yılmaz, ithalatta ise farklı bir tablo olduğunu söyledi. Dış ihracat açığının daralma eyleminin devam ettiğinin altını çizen Yılmaz,
“Tarihimizde ilk defa 1 trilyon dolar seviyesini geçtik. Böylece nominal olarak dünyada 17. büyük ekonomi konumumuzu pekiştirmiş olduk. Ayrıca satın alma gücünde 11. konumumuz devam ediyor. Oransal baktığımızda cari açık bizim için kritik bir hadise. Geçen yılın ortalarında 60 milyar dolarlara kadar çıkmıştı. Yıl sonunda 45 milyar dolar seviyelerine kadar geriledi. Yeni milli gelirimizle birlikte yüzde 4 oranına düştüğünü görüyoruz cari açığın milli gelire oranının. Bu tam olarak Orta Vadeli Program'da da yaptığımız tahmindi: Bu tahminin tuttuğunu görüyoruz. Bütçe açığı açısından da yine olumlu bir yansıması oldu bu büyümemizin. Malum bütçe açığı da milli gelire oranla ifade edilen bir rakam. Orta Vadeli Program'da 6.4 diye tahmin edilmiştik bütçe açığının milli gelire oranını. Daha sonra bunu 5.4'e revize ettik bütçe görüşmeleri esnasında. Son geldiğimiz rakam ise bunun da altında yüzde 5 nokta seviyesinde gerçekleştiğini gösteriyor şu an milli gelir rakamlarıyla. Depremin toplamda 3,6 puan katkısına rağmen bütçe açığımız oldukça iyi bir noktada gerçekleşti. Deprem etkisi hariç baktığımızda bütçe hattımızın milli gelire oranı yüzde 1.6 civarında. Deprem harcamaları tek seferlik harcamalar, yatırım niteliğinde harcamalar. Dolayısıyla bütçede yapısal bir bozulmaya yol açmıyor. Bu açıdan da geldiğimiz nokta bütçe dengeleri açısından da son derece iyi bir nokta” şeklinde konuştu.
Büyümenin kompozisyonunun da çok önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Büyümenin kompozisyonunda henüz tam istediğimiz yerde olmasak da trende baktığımızda, gelişmelere baktığımızda yatırımın ve ihracatın daha fazla yol oynadığı bir büyüme yapısına doğru adım adım yürüyoruz. Büyümenin kompozisyonu son çeyrekte özellikle bu anlamda yine umut verici yatırımların son çeyrekteki katkısı hepimiz için yine sevindirici bir rakam. Onu da buradan ifade etmiş olayım. Tabii ki bu analizlerimizi önümüzdeki günlerde daha detaylı bir şekilde ortaya koyacağız. İhracattaki bu gelişmelerin dışında sermaye akımlarında da yine olumlu bir seyir içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Özellikle dünyada yılın ikinci yarısından itibaren başlayacak olan yeni para politikaları ve bunun gelişmekte olan ülkelere yönelik ortaya çıkaracağı sermaye akımlarından ülkemiz hak ettiği payı alacaktır. Yeni politikalarımızla da birlikte ülkemize bu yılın ikinci yarısından sonra daha güçlü bir sermaye atılımında beklediğimizi etmek isterim. İhracatı ve yatırımları destekliyoruz. Yeni politikalarımızın bazı şirketlerimiz için faaliyetler için finans açısından bazı sorunlar doğurduğunun farkındayız. Ama makro dengelerimiz açısından bir takım gelişmeler de sağlamak durumdayız. Bunu yaparken özellikle ihracatçılarımızı yer ve yatırımcılarımızın selektrik politikalarla desteklemeye gayret ediyoruz.”
“Rezervlerimiz istikrar, siyasi, güven ortamı, bütçe açıklarımızın kontrollü devam etmesi risk primimizi de düşürmüş durumda”
Yılmaz, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Dış finansman koşulları, rezervlerin seviyesi, cari dengedeki iyileşme ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin güçlenerek artması, döviz kuru istikrarı ve para politikasının etkinliğine güçlü katkıda bulunmaktadır. Bütün bunlarla birlikte artan rezervlerimiz istikrar, siyasi güven ortamı, bütçe açıklarımızın kontrollü devam etmesi risk primimizi de düşürmüş durumda.”
“Çok güçlü bir eylem planı hazırladık, yarın itibarıyla kamuoyuna deklare etmeyi düşünüyoruz”
Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) çalışmaları kapsamında yatırımlarla ilgili özel sektörden gelen ihtiyaç ve taleplere yönelik olarak TOBB dahil özel sektör, çatı STK’ları ve kamu kurumlarından oluşan paydaşlarla kapsamlı toplantılar yaptıklarını belirten Yılmaz, “Bir eylem planı üzerinde kamu ve özel sektör olarak uzlaştık, çok güçlü bir eylem planı hazırladık. Bunu da yarın itibarıyla kamuoyuna deklare etmeyi düşünüyoruz. Yatırım ortamıyla ilgili mevzuatın, idari ve yargısal süreçlerin kolaylaştırılması ve sadeleştirilmesi, sanayi için öncelikli olmak üzere yatırım yeri imkanlarının geliştirilmesi, hedef odaklı ve seçici yatırım finansmanın sağlanması, sanayide dijital ve yeşil dönüşümün hızlandırılması, mesleki eğitim ve iş gücü piyasalarındaki ihtiyaçların giderilmesi gibi alanlarda iyileştirme hedefleyen 57 maddelik YOİKK Eylem Planı'nda tüm paydaşlar ile mutabık kaldık” diye konuştu.
Yılmaz, halihazırda eylem planındaki yapısal reformların bazı başlıklarının uygulamaya konulmasına başlandığını, bir kısmının ise Meclis Genel Kurulunda görüşülmeye başlandığını ifade etti. Yılmaz, 2024 yılında Eylem Planı'ndaki alanlarda yapısal dönüşümü tamamlayıcı adımlar atacaklarını vurguladı.
“Yılın ikinci yarısında yıllık bazda enflasyon düşüşünü çok belirgin bir şekilde göreceğiz”
Enflasyondaki gelişmelerin kritik ve önemli olduğunun altını çizen Yılmaz, “Aylık bazda bir düşüş trendi görmüştük. Ocak ayında geçici yükseliş olduğunu düşünüyoruz. Yıllık bazdaki bazı ayarlamalar, ücretler ve fiyatlardaki gelişmeler nedeniyle bir miktar yüksek geldi ama önümüzdeki aylarda bunun azaldığını göreceğiz. Yılın ikinci yarısında yıllık bazda enflasyon düşüşünü çok belirgin bir şekilde göreceğiz. 2025’de ise bu süreç çok daha ileri aşamalara taşınmış olacak. OVP yüzde 15 hedefimiz var. 2026’da ise yeniden tek haneli rakamlara kavuşturmaya kararlıyız. Bunu sadece ekonomik mesele olarak görmüyoruz. Hem de sosyal refah açısından son derece önemli diye düşünüyoruz. Öncelikle temel hedefimiz enflasyonu düşürmek” dedi.